Kıbrıs meselesi ve Türkiye-Avrupa Birliği ilişkileri başladıkları yıllar itibariyle paralel bir biçimde sürdü ve sonuçta iç içe girift bir hale gelerek bugüne kadar birbirlerini etkiledi. Aslında yarım asrı geçen bu iki konu bir bakıma doğal bir şekilde çözüme doğru gitmektedir. Yıllar boyunca Türkiye AB’ye üye olmak yolundaki gayretlerini sürdürdü ancak karşılıklı hatalar ve başka birçok
Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan için 14 Haziran NATO zirvesinin en önemli anlamı ABD Başkanı Joe Biden ile görüşmesiydi. Biden zaten 23 Nisan’da -beş ay beklettikten sonra- Erdoğan’a 24 Nisan’ı Ermeni Soykırımı anma günü olarak tanıyacağını söylemek için açtığı telefona “NATO’da yüz yüze görüşürüz” diye açmıştı. Böylelikle Erdoğan’ın bu görüşmeye bütün kilitleri açacak bir anahtar olarak bakmasını
Aslına bakarsanız Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan tarafından 2 Mart’ta İnsan Hakları Eylem Planı adı altında ilan edilen metin, Yargıda İdari Reform planı adı altında duyurulsa bir anlam taşıyacaktı. Zaten Adalet Bakanı Gül, planın “Benim için en önemlisi hukuk güvenliği” diyerek paketin gerçek hedefini açıkladı; hukuk güvenliğini sağlayıp sağlayamayacağı ayrı tartışma konusu. Ama Erdoğan bu düzenlemeleri “Yargıda
Haberlere göre Veysel Filiz, 9 Aralık günü aracıyla Türkiye’den Bulgaristan’a giderken Hamzaköy sınır kapısında durdurulmuş. Gümrük Muhafaza ekipleri aracındaki gizli bölmelerde piyasa değeri 5 milyon avro (yaklaşık 46 milyon 500 bin lira) olan 100 kilo kadar eroin bulmuşlar. Veysel Filiz, aracından çıkan 100 kilo eroinle bir bağlantısı olmadığını söylemiş ama tutuklanmış. Babasına “komplo kurulduğunu” söyleyen
Akdeniz’de çok sıcak saatler Geçtiğimiz günlerde Arkas Denizcilik ve Nakliyat şirketine ait Roseline-A adlı Türk bandıralı şilep, açık denizde Avrupa Birliği (AB) güçlerinin tacizine maruz kaldı. “Tacizi” sözcüğü tesadüfen değil, bilerek kullanılmakta çünkü şilebin ait olduğu şirket, muhtemelen Doğu Akdeniz’in en muteber taşımacılık kuruluşlarının başında geliyor. Libya’ya giden geminin konşimentosu, yani hamulesinin ayrıntılarında hiçbir yasak
30 Ekim öğleden sonra İzmir’in Seferihisar ilçesi açıklarında, Ege Denizinde meydana gelen 6,9 Richter şiddetindeki deprem 37 kişinin ölümüne 885 kişinin yaralanmasına neden oldu. (*) Deprem Türkiye’ye 2 km uzaklıkta bulunan Yunanistan’ın Samos Adasında da 2 kişinin ölümüne neden oldu.Afet ve Acil Durum Yönetimi Başkanlığı (AFAD) verilerine göre Türkiye’deki can kayıplarının neredeyse tamamı İzmir içinde
27 Ekim sabahı sabah uyanan Fransızlar, günlük gazetelerin manşetlerine baktıklarında, yeni Covid önlemleri hakkındaki haberleri gördüler. Şu anda Fransa’da haklı olarak tüm kamuoyu, bu salgın hastalığın ikinci dalgasına nasıl önlemler alınacağına yoğunlaşmış bulunuyor. Gazete satan kiosklara gidip hala Charlie-Hebdo almayı sürdüren az sayıda kişi ise, kapakta Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ı hedef alan büyük boy bir
Charlie Hebdo’nun yayınları ifade özgürlüğü alanından çıkıp kışkırtıcılık alanına girdi. 2015’te El Kaide teröristlerinin Charlie Hebdo’yu basarak 5 kişiyi öldürüp 11 kişiyi yaraladıkları saldırıya terör örgütünün öne sürdüğü gerekçenin Hz. Muhammed karikatürleri olduğuna bakmaksızın ifade özgürlüğü ve şiddet karşıtlığı adına karşı çıkanlardanım. Katledilenlerin cenaze törenine Türkiye’yi temsilen dönemin başbakanı Ahmet Davutoğlu katılmıştı. Son dalga ise