CHP’nin önceki Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, kendi dönemindeki Suriye politikası nedeniyle yeniden gündemde. Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan kendisini Suriye politikası nedeniyle çok eleştiren Kılıçdaroğlu’nu bugünlerde hemen her konuşmasında hatırlatıyor, hedefe koyuyor. CHP lideri Özgür Özel ise geçenlerde CHP’nin Suriye konusunda fazla bir şey yapmadığı çıkışıyla -o zaman da CHP yönetiminde bulunması dolayısıyla- bir özeleştiri yaptı. Kılıçdaroğlu
Suriye’deki gelişmelerin önemli bir dönüm noktasına evrildiği bugünlerde, bir nefes alıp, süreci sağlıklı şekilde değerlendirmekte fayda var. Suriye’nin, her şeyin hızla değiştiği bu ortamında kapsamlı akademik bir analiz yerine, gözlemlerimi (8 Aralık 2024, 22:00 itibariyle) ham haliyle sizlerle paylaşmak istiyorum. (Bu yazı eş zamanlı olarak ‘Panorama Global’ www.uikpanorama.com portalıyla birlikte yayınlanmaktadır.) Sosyal medyada ve televizyonlarda
Beşar Esad’ın devrildiği saatlerde birçok Suriyeli tanıdığımla konuştum, aralarında tarafsız veya muhaliflere yakınlık duymayanlar da var, hiçbiri uyumamış gece boyu. Birçoğu artık ömürlerinde Suriye’ye gidemeyeceklerini düşünüyordu, şimdi o ümit doğdu. Evlerine dönebilecekler. Hepsi, belli kaygılar taşımakla birlikte, heyecanlılar, mutlular. Yeniden doğmuş gibiler. Rusya ve İran’ın desteğiyle koltuğunu koruyan Esad, savaşı kazandığı zannıyla, Kasyun’daki sarayında refah
Rusya, Ukrayna-NATO kriziyle, ABD İsrail-Lübnan ateşkes anlaşması ve Şükran Günü ile meşgulken fırsatı değerlendiren Heyet Tahir el Şam örgütü liderliğindeki radikal İslamcı silahlı gruplar kısa süre içinde Halep ve İdlip’i tamamen ele geçirdi, başkent Şam yolunda Hama’ya girdi. Dışişleri Bakanı Hakan Fidan, HTŞ saldırısının 28 Kasım’da başlaması ardından -iç ve dış kamuoyundaki algının aksine- Ankara’nın
Suriye’de muhalifler baskın harekatla birkaç gün içinde inanılması güç ilerleme kaydettiler. Al Majalla gazetesinde 26 Kasım 2024 tarihinde yayınlanan makalemde, Beşar Esad’ın, iç savaşta, Rusya ve İran’ın desteğiyle muhalefete karşı üstünlük sağladığını ve iktidarı elinde tutmayı başardığını, ancak babası Hafız’ın 1980’lerde Suriye’deki Müslüman Kardeşler ayaklanmasına karşı kazandığı mutlak zafere ulaşamadığını, zira ülkenin yüzde 30-35’lik bölümünde
Suriye’de radikal İslâmcı Heyet Tahrir üş-Şam (HTS) örgütü öncülüğündeki silahlı muhalif güçlerin iki gün içinde ülkenin ikinci büyük şehri Halep’i ele geçirdikten sonra güneye, Şam’a doğru yönelip Hama şehrine de girmeleriyle birlikte Ankara’da hararet yükseldi. HTŞ güçlerinin Şam’la arasında sadece Humus şehri kalırken, Şam’da Beşar Esad’a karşı darbe girişimi iddiaları var. Esad’ın kardeşi Mahir Esad’ın
ABD’nin Orta Doğu’dan da sorumlu Merkezi Komutanlığı (CENTCOM) 1 Kasım’da gönderileceği duyurulan ilk B-52 stratejik bombardıman uçağının kendi sorumluluk alanlarında bir havaalanına ulaştığını 3 Kasım’ın ilk saatlerinde “X” hesabından duyurdu. ABD Savunma bakanlığı Pentagon 1 Kasım’daki “ivedi dağıtım” kodlu açıklamasında bölgedeki Amerikan güçleri ve “İsrail savunması” amacıyla Orta Doğu ve Doğu Akdeniz’e ek askeri güç
Dışişleri Bakanı Hakan Fidan 10 Ekim sabah saatlerinde Lübnan’daki Türk vatandaşlarını tahliye etmek üzere gönderilen gemilerin Mersin’e doğru yola çıktığını duyurdu. Türk Silahlı Kuvvetleri çıkarma gemileri TCG Bayraktar ve TCG Sancaktar gemileri, TCG Salihresis fırkateyi eşliğinde iki gün önce 300 ton insani yardımla birlikte Beyrut limanına gönderilmişti. İki bine yakın Türk vatandaşı ve yabancı uyruklu
Türkiye’nin saygın bir iş insanı geçenlerde bir dost sohbetinde “uykularım kaçıyor” diye ortaya sordu; “İsrail bize saldırır mı?” Soruda kinaye vardı ama bir temele dayanıyordu. Önce TBMM Başkanı Numan Kurtulmuş, ertesi gün 1 Ekim Meclis açılışında Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan, Gazze ve Ramallah’ın ardından Lübnan’a saldıran İsrail’in bir sonraki hedefinin Türkiye olabileceğini, İsrail’in Türkiye’ye gözünü diktiğini
Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan’ın 1 Ekim Meclis açılışında İsrail’in gözünü Anadolu’ya diktiğini söylemesinden yaklaşık bir saat sonra Amerikan haber siteleri istihbarat kaynaklarına dayanarak İran’ın “birkaç saat içinde” İsrail’e bir füze saldırısı başlatacağını bildirmeye başladı. Haberlerde İran füzelerinin tipleri, yaklaşık sayıları, İsrail’deki muhtemel hedefleri ve İsrail’in buna yanıt olarak İran’ın nükleer santralleri dahil hangi hedeflerini vuracağı ayrıntıları