İsrail’in 13 Haziran’da başlattığı İran saldırısı bize uluslararası siyaset ve ülke yönetimine dair acı ama kıymetli bazı dersler veriyor. İşte ilk bakışta sayabileceğimiz 5 ders. Ders 1: Yeni düzen savaşla kuruluyor Önce makro tahlil: İnsanın varlığına ilişkin algısı; üretim biçimleri ve faktörlerinin yapısı ve bunların sonucunda tüm bir siyasal sistem aynı anda dönüşürse bu doğası
13 Haziran sabahı dünya, uzun süredir beklenen ancak zamanlaması belirsiz olan büyük bir patlamayla uyandı. İsrail, İran’ın başkenti Tahran’daki üst düzey askeri hedeflere ve nükleer tesislere yönelik kapsamlı hava saldırıları gerçekleştirdi. Devrim Muhafızları Komutanı, Genelkurmay Başkanı, Hava Kuvvetleri Komutanı ilk kayıplar arasında. Siyasi liderlere de gelir mi? “Yükselen Aslan Harekâtı” olarak adlandırılan bu operasyon, sadece
Ankara’nın İsrail’in İran saldırısı raporu: 6 dalga, 200 uçak, iç destek İsrail savaş uçakları 13 Haziran sabah saatlerinde İran’a büyük bir hava saldırısı düzenledi. Askeri ve nükleer tesislerin hedef alındığı saldırıda İran Genelkurmay Başkanı Muhammed Bakiri, Devrim Muhafızları Komutanı Hüseyin Selami ve İran’ın nükleer programında çalışan 6 bilim insanı öldürüldü, Natanz nükleer reaktörü vuruldu. Hava
İsrail’in dış istihbarat örgütü Mossad’ın değişik Avrupa ülkelerinde uykuya yatırılmış 6 tetikçisi iki gün önceden uyandırılıp Tunus’a gönderilmişti. Bir gün önce İsrail donanmasına ait biri denizaltı olmak üzere iki gemi ve sivil yük gemisi olarak kamufle edikmiş bir helikopter gemisi da Tunus açıklarında konuşlanmıştı. O gece Tunus’ta ıssız bir kumsala kauçuk botlarla sızdılar. Shayatet-13 deniz
Doğru adını kim koyacak diye bir süredir dikkatle izliyordum. DEM Parti Eş Genel Başkanı Tuncer Bakırhan koydu. Bakırhan’ın 8 Nisan günü DEM Meclis Grubuna hitabındaki şu cümle, iktidara sıradan bir öneri gibi görünse de sürecin gerçek adını bütün çıplaklığıyla içinde barındırıyordu: “Silahsızlandırma süreci özel bir yasayı gerekli kılmaktadır.” Silahsızlandırma… Daha da açık söylersek PKK’yı silahsızlandırma
Şişli kaymakamlığının 9-11 Mart günlerinde ilçede gösteri yürüyüşlerini yasaklamasına çoğu kişi önce bir anlam veremedi. Sonra anlaşıldı. Suriye’nin İstanbul Başkonsolosluğu Şişli’deydi ve Türkiye’deki Alevi kuruluşları Suriye’deki Aleviler ile dayanışma için protesto yürüyüşü düzenlemişlerdi. “Suriye’de Aleviler katlediliyor” haberleri Türkiye’de yeni bir gerilim ekseni tetiklemiş görünüyordu. Ajans haberlerine göre Suriye’de son birkaç günde binden fazla kişinin öldürüldüğü
Suriye’de son birkaç gün içinde tırmanan şiddet olaylarında yüzlerce kişinin öldürülmesi kimi ajanslarca hükümet güçleriyle devrik Baas yanlıları arasında çatışmalar, kimi ajanslarca hükümet destekli radikal İslamcı grupların Alevi-Nusayri gruplara saldırısı olarak duyuruluyor. Suriye’deki durum ve ülkenin geleceğiyle ilgili kaygılarımı daha önce “Ama ve acaba dolu geçiş dönemi” yazımda paylaşmıştım. Son birkaç gündür, özellikle Aveli-Nusayrilerin yoğun
Suriye’nin geçiş dönemi Cumhurbaşkanı Ahmed el-Şara ve başında bulunduğu Hayat Tahrir el Şam (HTŞ), halen Birleşmiş Milletlerin terör listesinde yer alıyor. Ama Türkiye, Arap ülkeleri, ABD, AB ve diğer uluslararası camia, Şara’yı geçiş dönemini yönetecek ve ülkeyi serbest seçimlere götürecek devlet başkanı olarak kabul etti. El-Şara, geçiş dönemi yol haritasını açıkladı ve bu dönemin 3-4