Yazının başlığı “Varan 3” de olabilirdi. Mevlüt Çavuşoğlu bakanken dünyanın dört köşesindeki bizle ilgisi olsun olmasın her konuya laf söylediğimiz günlerden Hakan Fidan döneminde bizi gayet ilgilendiren konularda açıklama yapmadığımız günlere geldik. Dış politikada “Tatsızlık çıkmasın” günleri dememin de bir nedeni var; aslında üç nedeni. Önce İngiltere’yle göç anlaşmasını imzaladığımızı İngiliz medyasından öğrendik. Sonra Türk
Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan 2 Ağustos’ta Emniyet’teki üst düzey değişiklilkeri onayladıktan sonra 3 Ağustos’taki Yüksek Askeri Şura (YAŞ) toplantısında da Türk Silahlı Kuvvetlerinin üst kademesinde önemli değişiklere imza attı. Yaşar Güler’i 3 Haziran’da Milli Savunma Bakanlığı’na getirmesinden beri boş bulunan Genelkurmay Başkanlığına İkinci Ordu Komutanı Orgeneral Metin Gürak’ı atadı. TSK üst kademesinde üst düzey değişiklikler olacağı
“Genelkurmay Başkanının kim olduğunu biliyor musunuz?” diye sorduğumda eminim hâlâ “Bilmiyoruz, çünkü artık bir önemi yok. Vesayet bitti” diye yanıtlayanlar olacaktır. Oysa benim sorum her türlü soyutlamadan arınmış, somut bir soru. Çünkü şu anda Türk Silahlı Kuvvetlerinin üst kademelerinde daha önce benzeri görülmemiş bir belirsizlik yaşanıyor. Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan 28 Mayıs seçimini kazandıktan sonra 3
Geçtiğimiz hafta Avrupa Birliği Üyelerinin yeni ve tartışmalı bir göçmen politikası reformu üzerinde anlaşmasının ardından Yunanistan açıklarında kaçak göçmen taşıyan bir teknenin batarak yüzlerce kişinin ölümüne sebep olması Türkiye dahil pek çok ülkede son yıllarda önemli bir sorun haline gelen ve son seçimlere damgasını vuran düzensiz göç problemini tekrar gündeme getirdi. Peki Avrupa Birliği’nin aldığı
İç politikada seçimlerin ne zaman yapılacağı, Altılı Masanın cumhurbaşkanı adayının kim olacağı, İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanlığına kayyum atanıp atanmayacağı gibi yoğun bir gündeme odaklanılmışken Türkiye, 2023’e dış politikada arka arkaya kötü haberlerle girdi. İsveç’le PKK gerilimi 11 ocakta İsveç’in başkenti Stokholm’deki belediye meydanında yasadışı PKK terör örgütlerince düzenlenen Türkiye ve Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan aleyhindeki çirkin
Rusya tarih ders kitapları Rusya’nın 19.yy’da büyük devlet siyaseti izleme politikasının temel açmazını Batı ve Doğu arasında sıkışıp kalmak olarak görür. Bir yanda temelde güçlü bir Rusya’nın ortaya çıkmasını engellemeyi en büyük hedef haline getirmiş olan İngiliz ve Fransız devletlerinin liderliğindeki Batılı blok vardır. Öte yanda giderek zayıflıyor olsa da Rus İmparatorluğu’nun geleneksel dış politika
Türkiye son aylarda, çevresinde ve daha geniş alanlarda uzun süredir ilişkileri kopuk veya gergin olan ülkeler ve güç merkezleriyle arasını düzeltmek için ciddi girişimlere başladı. Bu çerçevede ilk aşamada Ermenistan, Mısır, Suudi Arabistan, BAE, İsrail, Libya gibi bölge ülkelerine yönelik diplomatik adımlar dikkati çekiyor. Ermenistan ile doğrudan ilk temas iki ülke özel temsilcileri arasında 14
ABD’nin Afrika Boynuzu Özel temsilcisi Jeffrey Feltman 15 Aralık’ta Ankara’daydı. O günlerde Türkiye’nin gözü kontrolden çıkmış döviz kurundan başka bir şey görmüyordu. Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan ise bir yandan mali operasyona diğer yandan 16-18 Aralık’ta İstanbul’da planlanan Türkiye-Afrika Ortaklık Zirvesine hazırlanıyordu. Ankara’da Dışişleri Bakan Yardımcısı Sedat Önal’la görüşen Feltman’ın gündeminde de Afrika’nın sıcak noktalarından olan Etiyopya
Yıllardır Birleşik Arap Emirlikleri ile kopuk durumda olan ilişkiler BAE veliaht Prensi Muhammed bin Zayed el Nahyan’ın Türkiye ziyaretiyle yeniden ısınmaya başlıyor. Henüz resmî açıklama olmasa da dünya kamuoyunda MBZ olarak tanınan ve Türkiye’ye karşı hasmâne tutumuyla bilinen El Nahyan’ın 24 Kasım’da Türkiye’de olması ve Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan ile görüşmesi bekleniyor. Bu ziyaret, BAE Ulusal