‘Dış politika’ dönüşüme açıktır, fakat doğası gereği ani dönüşlere, keskin, riski yüksek ve maceracı virajlara yatkın bir şey değildir. Dış politikanın yapısal hedefleri ve çerçevesi bellidir. Günden güne değişmez. O halde, belki de Türkiye bakımından ‘dış politika’ yerine ‘dış ilişkiler’ dememiz daha doğru olacaktır. İkisi arasındaki fark nedir? Birincisi, ilkelerden ve değerlerden beslenir, uzun vadeli
İngiliz The Daily Telegraph gazetesi Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan’ın yeniden seçildiği haberini şu başlıkla verdi: “Erdoğan iktidarda kalınca Avrupa liderleri rahat bir nefes aldı.” Gazete “Kabul etmeyebilirler ama” diye izah etmiş, “Türkiye’nin AB’yle mesafeli durması kıtadaki liderleri daha memnun etti”. YetkinReport okurları bu gelişmeye hazırlıklı. Daha 4 Nisan’da “Size AB ve ABD seçimleri kimin kazanmasını ister?”
Araya girip rica eden Katar Emiri Şeyh İkinci (El Sani) Temim olunca Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan kırmamış, daha fazla uzatmayıp “darbeci” ve “katil” dediği Mısır Cumhurbaşkanı Abdül Fettah Sisi ile barışmış. Yakınlarda İstanbul’da öldürülen Cemal Kaşıkçı’nın katili olmakla suçladığı Suudi Arabistan Veliaht Prensi Muhammed bin Selman ile de barışmıştı. 15 Temmuz 2016 darbe girişimini desteklemekler, darbecilikle
Son beş günde yaşanan gelişmeler Türkiye’nin de “Rusya kışı” gerçeğiyle karşı karşıya olduğunu gösterdi. Rusya kışı her ülkeyi ve bölgeyi farklı etkiliyor. Avrupa’da Rusya kışı doğal gaz kesintileri ve bunun getireceği iç politika sıkıntılarıyla etkileyecek. Rusya kışı Türkiye’yi ise zorlu dış politika dönemeçleri ve bunun ekonomiye etkileriyle etkilemeye başladı bile. Son beş gün içindeki hızlı
Bu yıl Birleşmiş Milletler İklim Değişikliği Taraflar Konferansı’na (COP27) Kasım ayında ev sahipliği yapacak olan ülke Mısır. Kızıldeniz’in tatil beldesi Şarm El-Şeyh’te yapılacak olan konferansın başkanı olan Mısır Dışişleri Bakanı Samih Şukri’nin endişesi, küresel liderlerin, gıda kıtlığı, enerji krizi ve yüksek enflasyonla boğuşurken, iklim değişikliğinin hızını yavaşlatmak için geçmişte verdikleri taahhütlerden geri adım atmak isteyebileceklerine yönelik.
Dün akşamüzeri havuz medyasında bir sevinç dalgası yayıldı. Hayır, enflasyon düşmemişti. Türk lirasının değer kazanmaya başlamamış, elektrik ve doğal gaz zamları biraz olsun düşürülmemişti. Bir Lübnan gazetesi, Suudi kaynaklara dayanarak Kral Salman’ın Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan’ı Bayram Namazını birlikte Mekke’de kılmaya davet ettiği için heyecanlanmışlardı.Ekonomik krizden gayet kötü etkilendiği halde Erdoğan’ın her yaptığını savunup bir keramet
Türkiye son aylarda, çevresinde ve daha geniş alanlarda uzun süredir ilişkileri kopuk veya gergin olan ülkeler ve güç merkezleriyle arasını düzeltmek için ciddi girişimlere başladı. Bu çerçevede ilk aşamada Ermenistan, Mısır, Suudi Arabistan, BAE, İsrail, Libya gibi bölge ülkelerine yönelik diplomatik adımlar dikkati çekiyor. Ermenistan ile doğrudan ilk temas iki ülke özel temsilcileri arasında 14
Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan 22 Aralık’ta Cumhurbaşkanlığında ağırladığı Hahamlar İttifakı üyelerine şunları söyledi: “Türkiye-İsrail ilişkileri bölgemizin istikrarı ve güvenliği bakımından hayatidir. Tabii bu konuda özellikle sizlerin desteğini önemsiyorum. İşbirliğimizi geliştirmeye, yüksek potansiyelimizi daha iyi değerlendirmeye hazırız.”Tam adı İslam Ülkeleri Hahamlar İttifakı. Türk Yahudi Toplumunun (TYT) girişimiyle kuruldu. İlk toplantısını da 21-13 Aralık 2021’de İstanbul’da Conrad Otelinde
Yıllardır Birleşik Arap Emirlikleri ile kopuk durumda olan ilişkiler BAE veliaht Prensi Muhammed bin Zayed el Nahyan’ın Türkiye ziyaretiyle yeniden ısınmaya başlıyor. Henüz resmî açıklama olmasa da dünya kamuoyunda MBZ olarak tanınan ve Türkiye’ye karşı hasmâne tutumuyla bilinen El Nahyan’ın 24 Kasım’da Türkiye’de olması ve Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan ile görüşmesi bekleniyor. Bu ziyaret, BAE Ulusal