Demokrasi çağdaş eşitlikçi bir topluma inanmış herkesin teorik olarak tartışmasız kabul ettiği bir yönetim biçimi. Son iki yüz küsur yıldır dünyanın her yerinde daha iyi bir toplum isteyenler, özleyenleri hareket geçiren bir ideal. Ama son zamanlarda demokraside ciddi sorunlar yaşanmaya başlandı Türkiye’de ve birçok ülkede.Meselenin ne olduğu anlamak ve kaynağına inmek için 2500 yıl kadar
Doğu Akdeniz’de sıcak geçen hafta sonu diplomasisinin ardından yeni hafta iki kritik toplantıyla başlıyor. Türkiye bir yandan Fransa-Yunanistan eksenini diplomatik hamlelerle kırma ve AB içinde bir çatlak bulma, bir yandan da son olarak KKTC ile ortak bir tatbikat düzenleyerek kararlılık gösterme çabasında. Yani, gerilimin tarafları olası bir toplantı masasına getirecekleri sopaları biriktirirken, henüz çözüme zemin
Biz Türkiye’de üç maymun mantığıyla hareket etmeyi pek severiz. Özellikle hükümetlerimiz o veya bu konuda, olan biteni halkından saklamaya pek meraklıdır. “Görmedim, duymadım, ağzımı da sıkı tutarım” diyerekten aile içi şiddetten hukuksuz hapis cezalarına, işkenceden insan hakkı ihlallerine on yıllar boyu “şerbetlenmiş” bir toplumuz ne de olsa… Üç maymunun kör, sağır, dilsiz olma mantığı bize
Cumhurbaşkanlığı’nda düzenlen Sağlık Politikaları Kurulu Toplantısı’nın ardından koronavirüsü riskine karşı eğitimden spora pek çok alanda ülke çapında alınacak önlemler açıklandı. Buna göre, ilk, orta ve lise okulları 16 Mart tarihinden itibaren bir hafta tatil edilecek, ardından uzaktan eğitime geçilecek. T24’te yayınlanan habere göre dört buçuk saat süren toplantının ardından bir açıklama yapan Cumhurbaşkanlığı sözcüsü İbrahim
Yok. Türkiye’de Coronavirus (COVID-19) yok. Bu, Sağlık Bakanlığı’nın muazzam bir başarısı. Peşinen tebrik ederek başlayalım. 11 milyonluk nüfusuyla ve İran’a sınırı olmadığı halde 66 Coronavirus vakası görülen Yunanistan da dahil olmak üzere çevremizdeki her yerde bolca vaka görülürken, bu yazı yazıldığı sırada toplam vaka sayısı neredeyse 110,000’e ulaşmışken, Türkiye’de tek bir Coronavirus pozitif vaka olmaması,
“Güvenlik” söz konusu olduğunda, kişi hak ve özgürlükleri askıya alınabiliyor, yasalar çiğnenebiliyor, hatta insanlık-dışı davranışlar meşrulaştırılabiliyor. Böyle durumlarda güvenlik fikri, bireylerin hakları, özgürlükleri ve yaşam koşullarını tehdit eden bir düşmana dönüşebiliyor.Son iki haftadır, Avrupa’nın sınırlarının bu şekilde bir güvenlik meselesi haline getirilmesi suretiyle, Türkiye’den Avrupa’ya geçmek isteyen sığınmacıların insanlık-dışı muameleye maruz kaldıklarını görüyoruz. İdlib’de meydana
Nuri Çolakoğlu Günlerdir, haftalardır televizyonlardaki haberleri, tartışmaları izliyorum, gazeteleri, internetteki yorumları takip ediyorum. Tabii hep konumuz İdlib. Ama bu sorunu anlamaya, denklemi çözmeye çalışırken en önemli noktanın hep gözden kaçırıldığını görüyorum. Hem de bu 200 yıllık bir sevda. Biraz daha açık anlatayım. Doğu Avrupa steplerinde küçük bir beylikten, Moskova Knezliği’nden doğup büyüyen Rusya’nın 200 yıldır
Behlül Özkan Nisan 1986’da Suriye’de yolcu otobüslerine ve Lazkiye-Halep seferini yapan yolcu trenine bombalı saldırılar düzenlenir. Türkiye’de gazeteler saldırılarda onlarca kişinin öldüğünü duyurur. Suriye televizyonuna göre saldırıyı düzenleyen 5 kişi, 9 Mayısta Halep’te El Faruk otelinde yakalanır. Sanıklardan ikisi Türkiye vatandaşıdır: Hatay’ın Suriye sınırındaki Bohşin köyünde yaşayan amcaoğulları Mustafa ve Mehmet Albayrak. Suriye televizyonuna göre
2019’un üç önemli olayı anketi bitti, bitiyor. Değerli YetkinReport okuru. 2019 fırtınalı bir yıldı. Gelişmelerin hızı ve yoğunluğu nedeniyle, yaşadığımız olayların bir kısmı sanki yıllar önce olup bitmiş gibi unutuluyor; oysa büyük kısmının hâlâ içinde yaşıyoruz. Lütfen aşağıdaki ankette, çıkan seçeneklerden üçünü işaretleyerek 2019’dan aklınızda en çok kalan, sizce 2019’u temsil edici, belirleyici önemi olan