Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan aslında siyaseten de ekonomik olarak da ne yapması gerektiğinin gayet iyi farkında.Rusya’nın Ukrayna’ya saldırısı ardından Türkiye’nin diplomasi sahnesinde öne çıkışını ekonomik olarak lehine çevirmesi, hatta bunu önümüzdeki seçimlerde oya tahvil etmesi umuduyla ilk aşamada atması gereken iki basit adım var.Öncelikle Merkez Bankası Para Politikası Kurulunun 17 Mart toplantısında faiz artırımına gitmesine izin
Çocukluğumdan ilk hatırladığım gazete başlıklarından biri “Dur tarih vur Türkiye”dir. Yanlış anlamayın, savaşa girmiştik de o yüzden bu başlık atılmış değildi. Türkiye Futbol Milli Takımı, ertesi gün Avusturya ile maç yapacaktı. Gülmeyin, çok okunan gazetelerden birinin maç anonsu sayfasında koca puntolarla atılmıştı bu başlık. Aslına bakarsanız, tamamen boş bir laf değildi, kimi bilgi kırıntıları içeriyordu.
Rusya’nın Ukrayna’yı istilası sonrası, enerji arz güvenliği ve Glasgow İklim Anlaşması’nın başarılarından birisi olarak tarihe not düşülen kömür kullanımını sınırlama taahhüdü tartışılır oldu. Kimi uzmanlar, savaş nedeniyle kömür kullanımının artmasının ve bu durumun sürme ihtimalinin, küresel ısınmaya yönelik 1,5°C hedefini ulaşılabilir olmaktan çıkaracağı endişesi taşıyorlar. Avrupa’daki ülkeler, Rus petrol ve gazından hızla vazgeçmenin yollarını ararken,
Hekimler 14-15-16 Mart tarihlerinde iş bırakacaklar. Onları destekleyin, çünkü itiraz ettikleri sistemin düzeltilmesi, onların haklarının ötesinde hepimizin nitelikli/gerçek sağlık hizmetine ulaşabilmemiz için şаrt. Tıp Bayramı olan 14 Mart ile başlayan üç gün içinde kamu hastanelerine yalnızca G(ö)revi desteklemek için gidin. Acil servisler, yoğun bakımlar çalışacak, ama inşallah ihtiyacınız olmaz. Sağlık çalışanlarının içinde bulundukları dayanılmaz koşulları
CHP lideri Kemal Kılıçdaroğlu’nun Diyarbakır temaslarında beni en çok etkileyen kısmın esnaf ziyaretleri ya da yeni üyelere rozet takma töreninden çok “gençlerle buluşma” kısmı olduğunu söylemek zorundayım. Ama ondan önce Diyarbakır’daki Selahattin Demirtaş gerçeğinden söz etmeliyim. Demirtaş’a sempati artık HDP sınırlarını aşmış vaziyette. Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan ve müttefiki MHP lideri Devlet Bahçeli onu hedef aldıkça
2008 küresel krizinin ve 2015 göçmen krizinin tetiklediği dinamikler, Soğuk Savaş sonrası kurallara ve piyasa ekonomilerine bağlı liberal demokratik küresel düzenin geleceği için soru işaretlerine yol açtı. Popülizm, korumacılık, otokrasileri yatıştırma politikaları, dış politikada perakendeci yaklaşım öne çıktı. ABD’de küresel sorunlara ve kurumlara duyarsızlık, Avrupa Birliğinde (AB) entegrasyonla ilgili kurumsal sorunlar ve yumuşak güçte aşınma
ABD Başkanı Joe Biden Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan’ı 10 Mart’ta telefonla aradı; 45 dakika görüştüler. Birkaç saat önce Dışişleri Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu Antalya’da Rusya ve Ukrayna dışişleri bakanları Sergey Lavrov ve Dimitro Kuleba’yı bir araya getirmişti. Biden’ın Erdoğan’ı arayacağı ise bir gün önce, 9 Mart’ta İsrail Cumhurbaşkanı Isaac Herzog Ankara’dayken duyurulmuştu. Almanya Başbakanı Olaf Scholz’un 14
Füsun S. Nebi – Turk-Internet Dün, Türkiye Varlık Fonu (TVF) ile LYY Telekomünikasyon AŞ (LYY) arasında, Türk Telekomünikasyon AŞ’nin (Türk Telekom) toplam sermayesinin yüzde 55’ini temsil eden paylarını satın almak için Pay Satın Alım Sözleşmesi imzalandı. AKP, Türk Telekom’u neden özelleştirdi, bugün 17 yıl sonra neden geri aldı? Bu bir kamulaştırma mıdır? Ama diyemiyoruz çünkü
Rusya’nın Ukrayna’ya saldırısının insani boyutunun ciddiyeti yükselirken çözüm için ilk üst düzey toplantıya ev sahipliği yapan ve arabuluculuk rolü üstlenen Türkiye, bölgesel diplomaside hareket alanını genişletiyor. Geçtiğimiz hafta 19 yıl sonra ilk defa bir İsrail Cumhurbaşkanı, Isaac Herzog, Türkiye’yi ziyaret ederek Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan ile görüştü. Erdoğan görüşmeyi “bir dönüm noktası olarak tanımladı,” enerji ve