Gazeteci-Yazar
Kurtuluş Savaşının kırılma noktası olan 30 Ağustos’u Cumhuriyeti Osmanlı’nın reklam arası gibi görenlerin anlaması zor. Belki de ileride onlar kileride bir reklam arası, ya da Atatürk Cumhuriyetinde filmi kopartıp bir süre sanki gösterim orada bitmiş zannına yol açan makinist olarak anılacaklar.Ne mi demek istiyorum?Anımsayalım.Bir AK Parti Milletvekili vardı; adı Tülay Babuşçu.Baktığınızda, Mustafa Kemal Atatürk’ün kız
On birinci Cumhurbaşkanı Abdullah Gül’ün siyasi temasları hakkında son haftalarda gazetelerde sansasyonel yazılar yazıldı, ekranlarda yayınlar yapıldı. Bu yayınlara göre, Abdullah Gül’ün Kayseri lisesinden arkadaşı Milli Savunma Bakanı Hulusi Akar kendisiyle görüşmüş, dahası Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan ile de bir görüşme yapmıştı. Bu görüşmelerde konunun Abdullah Gül’ün önümüzdeki seçimlerde AK Parti’nin karşısında değil, yanında yer alması,
Yıllar önce şair Nazım Hikmet, ressam Abidin Dino’ya sormuştu: “Sen mutluluğun resmini yapabilir misin Abidin?” diye. Yıllar sonra mutluluğun resmini olmasa da fotoğrafını gördük. Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan ile AK Partisinin Cumhur İttifakındaki ortağı MHP lideri Devlet Bahçeli’yi 26 Ağustos’ta Malazgirt’te gösteren karelerden birisi yukarıdaki. Birbirlerinin ellerini tutup zafer kaldırırken fotoğrafları da var. Hem birbirlerinden hem
Millî Savunma Bakanlığı 25 Ağustos akşam saatlerinde Afganistan’daki Türk Silahlı Kuvvetlerinin tahliyesine başlandığını açıkladı. Bu arada askeri uçaklarla sivillerin tahliyesi de yapılıyor. Cumhurbaşkanı Sözcüsü İbrahim Kalın da tahliyenin 24 ile 36 saat süreceğini söyledi. Böylelikle Taliban’ın ülkedeki bütün yabancı askeri güçlerin ayrılması için verdiği son tarih olan 31 Ağustos tarihine dek Türkiye’nin Afganistan’da NATO çerçevesinde
Daha İyi Yargı Derneği Başkanı hukukçu Mehmet Gün, Türkiye’nin önünde gerçekten adalet dağıtabilen bir yargı düzeni için bir fırsat penceresi olduğuna inanıyor. Dün sanal ortamda yaptığı basın toplantısında bu fırsatı yeni bir Anayasa, ya da Anayasa’nın gözden geçirilmesi tartışmalarına bağlıyordu.Basın toplantısı, özellikle 1 Eylül’deki Adli Yıl açılışından önce düzenlenmişti. Zamanlamadaki amaç, yargının sorunlarının dile getirildiği
Yıl 1998 idi. Sheraton Otelinde Amerikan istihbaratı CIA’nın önceki başkanlarından Stansfield Turner ile konuşuyorduk. Az ileride kuşbakışı Ankara’yı seyreden eşi Eli sabırsızlanıyordu; Kale’ye gidecek, Anadolu Medeniyetleri Müzesini gezeceklerdi. Emeklilik günlerinde turistik amaçlı bir seyahat gibi duruyordu; şehirde olduklarını öğrenince ABD Büyükelçiliği üzerinden zorlukla sağlamıştım bu kısa görüşmeyi.Kore ve Vietnam savaşlarında da görev yapmış Emekli Oramiral
Boğaziçi camiasının Melih Bulu’nun istifasıyla sonuçlanan direnişi hatırlatıp kendi içlerinden bir rektör talep etmesine rağmen, Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan, Prof. Dr. Mehmet Naci İnci’yi Boğaziçi Üniversitesine Rektör atadı. Böylece yeni eğitim yılı başlamadan gerilimi başladı. Eğitim çevrelerinde konuşulanlara göre peşinen gösterilen tepkilere rağmen Erdoğan’ın İnci’yi ataması kimilerine göre” kimse bana ne yapacağımı söyleyemez” tütünden bir inat.Bu
Öncelikle söyleyelim ki eğer çeyrek asırdan fazladır Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan’ı biraz tanımışsak CHP lideri Kemal Kılıçdaroğlu’nun dünkü “uyku ve öfke nöbetleri” arasında gibi ağır sözlerinin altında kalmaz. Keza, Gelecek Partisi lideri Ahmet Davutoğlu’nun “Dava, damadı bakan yapıp zengin etmek, memleketi üç-beş müteahhide peşkeş çekmekse, ben o davayı sattım sözleri altında da. Ama gelişmeler Erdoğan’ın üst
Etopya Başbakanı Abiy Ahmed’in Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan’la ortak basın toplantısında Mustafa Kemal Atatürk’ten övgüyle söz etmesinin Cumhurbaşkanlığı tercümanı tarafından canlı yayında sansürlenmesi arada kaynamasın diye yazının başına aldım. Dışişleri Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu’nun o basın toplantısını izlemek için gelen gazetecilere yaptığı “Taliban ne yapacak, ona bakacağız” diye özetlenebilecek” sözleriyle başlayacaktım yoksa. Çavuşoğlu, Türkiye’nin tutumunu hem Taliban’ın
Cümlenin uzun hali şöyle: “Büyümenin herkese açık olmadığını hissederse halkta öfke birikiyor”. Sahibi dünyaca tanınan iktisatçı, Prof. Dr. Daron Acemoğlu. Geçen hafta, 13 Ağustos’ta Toplumcu Düşünce Enstitüsü Başkanı Nebil İlseven’in düzenlediği bir seminer öncesinde bir grup gazeteciyle yaptığı sohbette söyledi. Hem Türkiye’de hem dünyada Covid-19 sonrası verimlik, büyüme ve eşitsizlik konuları tartışıldı. Ve büyümenin tek









