Gazeteci-Yazar
“1 Mayıs özgürlüğün olmadığı ülkelerde, kapalı toplumlarda, kapalı rejimlerde kutlanamaz” diyor. Sonra başka ne diyor? Aksi halde diyor, “Resmi devlet törenine dönüşür”.Kim söyledi bu sözleri? Hayır, bilemediniz. Bu sözleri Devrimci İşçi Sendikaları (DİSK) Başkanı Arzu Çerkezoğlu söylemedi. Söylese bir ihtimal kapısına dayanan polislerle soluğu savcının karşısında alırdı. “Sen Türkiye’de özgürlük yok demek mi istiyorsun?” diye.Bu
27-29 Nisan’da Cenevre’de yapılan Kıbrıs görüşmelerinden ortak zemin çıkmaması, tarafların “anlaşamamakta anlaşması” zaten sürpriz değildi. BM Genel Sekreteri Antonio Guterres’in gözetiminde yapılan “gayrı resmî” görüşmelerin, aslında Kıbrıslı Rumlar, Kıbrıslı Türklerin siyasi eşitliğini tanımadıkça “resmî” görüşmelere dönüşmesi sürpriz olurdu. Ancak Cenevre görüşmelerinde rüzgârın yön değiştirmeye başladığı söylenebilir. Gelişmelere yakın kaynaklara göre, görüşmelerde İngiliz ve Kıbrıs Rum
Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan’ın Türkiye’si giderek daha çok örnekle bir ayrıcalık ve çifte standartlar ülkesine dönüşüyor.Uzatmadan ayrıcalık ve çifte standart örneklerine gireceğim.• Aşı tedariki skandala dönüşüyor: Sağlık Bakanı Fahrettin Koca 28 Nisan’da, yani kovit salgını önlemleri başlamadan bir gün önce eldeki Biontech aşı miktarının yeterli olmadığını adeta itiraf etti. Binlerce kişinin ikinci Biontech aşı randevusu ertelendi.
Aslında şunu söylemek daha doğru: Kıbrıs görüşmelerinden Avrupa Birliğinin hayalini kurduğu bir sonuç beklemeyin.O tren Kıbrıs Rum topumu 24 Nisan 2004’teki halkoylamasında o zamanki BM Genel Sekreteri Kofi Annan tarafından sunulan “yeniden birleşme” planına “hayır” dediğinde kaçtı. Dahası Türkiye’ye verilen sözlerin tersine, ödül olarak AB üyesi yapıldı. Hem de Kıbrıslı Türkler istemediği halde onları da
Gerçekçi olmak gerekiyor. Bu kadar hasardan sonra Türkiye-ABD ilişkileri artık bu şekilde gidemez. Eskiye dönüş de söz konusu değil. Sadece ABD Başkanı Joe Biden “Ermeni soykırımı” dedi diye değil. O meselenin sadece Biden’ın yönetiminin Ermenileri çok sevdiği ve aynı zamanda Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan üzerinden Türkiye’ye kendince bir ders vermek istediği için değil. Sadece Erdoğan’ın 15
ABD Başkanı Joe Biden ülkesinin 24 Nisan’ı Ermeni soykırımı anma günü olarak tanıdığını ilan etti. Biden böylelikle 1915 Ermeni tehciri ve sonrasındaki katliamları “Ermeni soykırımı” olarak anan ikinci ABD Başkanı oldu. Daha önce 1981’de ABD Başkanı Ronald Reagan da 1915 tehcirine Ermeni soykırımı demişti. Açıklamaya ilk tepkiler Dışişleri Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu ve Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan’ın
Neden “her şeye rağmen enseyi karartmıyoruz” dediğimi açıklayacağım ama önce 23 Nisan Ulusal Egemenlik ve Çocuk Bayramınızı kutluyorum.Gelelim, “her şeye rağmen” kısmına.Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan’ın 23 Nisan mesajını okudunuz mu? Ben okudum. Üzüntüyle okudumAtatürk’ün makamında, Gazi Mustafa Kemal Atatürk’ün kurduğu ve oturduğu makamda oturup da “En büyük bayram” dediğimiz 23 Nisan’ı Atatürk demeden kutlamak nasıl bir
Sanırım Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan’ın Ruhsar Pekcan’ı Ticaret Bakanlığından göndermesinde bardağı taşıran damla 20 Nisan’daki bakanlık açıklamasında kendi bakanlığına mal satmasını “piyasa fiyatı altında” gerekçesiyle kabul etmesi oldu. Son zamanlarda, özellikle Ankara Büyükşehir Belediye Başkanı Mansur Yavaş’ın, önceki Ankara Ticaret Odası Başkanlarından Sinan Aygün’e karşı Togo kuleleri davasını kazanması sonrasında kulislerde adı geçmişti. Ama Pekcan kabinede
Cumhurbaşkanı ve AK Parti Genel Başkanı Tayyip Erdoğan’ın AK Parti iktidarını nelerin yıprattığını görmesi için uzaklara bakmaya ihtiyacı yok. Dış güçler, üst akıllar, yeni darbe komploları aramasına da. AK Partiyi yıpratmak için AK Partinin yeni elitleri yeter de artar bile.Doğru, CHP’nin başı çektiği, İYİ Parti ve diğer muhalefet partilerinin de katıldığı “128 milyar dolar nerede?”
Koronavirüs Covid-19 salgını felakete dönüşüyor. Sağlık Bakanlığı 19 Nisan’daki ölüm sayısını 341 olarak açıkladı. Günlük hasta sayısı ise 55 binin üzerine yerleşmiş görünüyor. Ankara’da, İstanbul’da hastanelerdeki yoğun bakım yatakları doluluk sınırına yaklaşıyor. Sağlık Bakanı Fahrettin Koca bu berbat tablodan “84 milyonu” suçluyor. Hayır, sayın Bakan. Pandeminin felakete dönüşmesi siyasi nedenlere bağlı, tek sorumlusu da kötü