Gazeteci-Yazar
Ankara dış politikada revizyon işaretleri veriyor. Bu yalnızca Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan’ın 12 Ocak’ta Avrupa Birliği’nin Ankara Büyükelçilerine hitabından değil, ABD’ye verilen mesajlardan da anlaşılıyor. Bunu son olarak Milli Savunma Bakanı Hulusi Akar’ın Türkiye’nin “F-35 programına dönmek istediği” demecinden de çıkarabiliyoruz. Keza Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan’ın ABD’nin yeni başkanı Joe Biden ile aradaki sorunları “yoluna koyma” isteğini
İçişleri Bakanı Süleyman Soylu da Adalet Bakanı Abdülhamit Gül de sinirleniyordur elbette ama soru tam da budur: gazeteci ve siyasetçi saldırıları günlerine mi dönüyoruz?MHP lideri Devlet Bahçeli’nin 14 Ocak akşamı yayınladığı bir dizi Tweet mesajı ile bazı gazeteci ve televizyoncuları hedef göstermesi üzerine bir siyasetçinin saldırıya uğradığı haberi geldi. Bahçeli, bir akşam önce Mustafa Balbay’dan
Yeni ABD yönetiminde yer alacak kişilerin Türkiye-ABD ilişkileri açısından isim isim tahlili, Türk dış politikasında halihazırdaki en sorunlu alanın ABD ile ilişkiler olması bakımından önemli. O alanda da en önemli sorun S-400 krizi. ABD, Rusya’dan alınan füzeler nedeniyle Türkiye’ye yaptırımlar uyguluyor. Önce Türkiye’nin de üreticilerinden olduğu F-35 programından dışlanması ve şimdiye dek -parası da ödenen-
Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan ve Dışişleri Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu’nun 12 Ocak’ta Ankara’daki Avrupa Büyükelçileriyle yaptığı toplantı Türkiye-AB ilişkilerinde gerçekten bir dönüm noktası olacak mı? Yoksa bu toplantıda konuşulanlar, daha öncekiler gibi boşa mı çıkacak? Gerek Ankara’daki gelişmelerin seyri gerekse toplantıya katılan bazı diplomatlarla toplantının ardından -isim kullanmamak koşuluyla- yaptığım görüşmeler, bu defa iki tarafta da ihtiyatlı
Türkiye-ABD İş Konseyi (TAİK) Yönetim Kurulu 8 Ocak’ta İstanbul’da ABD’nin Ankara Büyükelçisi David Satterfield’i konuk etti. Toplantının amacı, ABD’de Joe Biden Başkanlığı devralmadan önce ABD ile iş yapan Türk iş dünyasının taleplerini Büyükelçilik Kanalıyla Washington’a iletmekti. Bunların başında ABD’nin Rusya’dan alınan S-400 füzeleri nedeniyle Türkiye’ye yaptırım uygulanmasını erteletebilmek, Trump’ın ortaya atıp Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan’ın dört
Geçtiğimiz hafta 7 ve 8 Aralık günleri iki önemli toplantıda Türkiye’nin mevcut haline dair önemli saptamalar yapıldı, önemli bilgi ve görüşler paylaşıldı. Bunlardan ilki Kadir Has Üniversitesi’nin (KHAS) her yıl düzenlediği Türkiye Eğilimleri Araştırmasının 2020 sonuçlarının açıklanmasıydı. Diğeri ise Koç Üniversitesi ile TÜSİAD’ın ortaklaşa düzenlediği 2021 Yılında Türkiye Ekonomisi konulu paneldi. Biri Türkiye’nin iç ve
Sevgili okurlar, 10 Ocak Çalışan Gazeteciler Günümüzü kutlamayın lütfen, çünkü ne kutlayacak ne kutlanacak halimiz var.Çünkü pek azımız habercilik görevimizi yapabiliyor, sizin haber alma hakkınızı kullanmanızı sağlayabiliyoruz. Engeller var.Çünkü medyanın büyük bir kısmı hükümet çizgisinden çıkarsa hükümetten iş, ihale, kredi alamayacak yatırımcıların eline geçmiş durumda. O yatırımcılar Hazine ve Maliye Bakanının istifası gibi önemli bir
Seçimle geldiği koltuktan seçimle indirilmeyi hazmedemeyen -resmen hala- ABD Başkanı Donald Trump’ı izleyen güruhun Kongreyi basmasını dünya canlı yayında izledi 6 Ocak’ta. CNN yayınında “Asker nerede?” cümlesinin defalarca sarf edildiğini, darbe girişiminden, iç savaş endişesinden söz edildiğini duyduk. Polisin dur ihtarına uymadı diye siyahların sokakta sırtından vurulduğu Amerikan demokrasisinde ırkçı-faşist beyazların Kongreyi basmalarına, ABD Bayrağı
Cumhurbaşkanı ve AK Parti Genel Başkanı Tayyip Erdoğan 5 Ocak’ta MHP lideri Devlet Bahçeli’yi evinde ziyaret etti. Bir saat 10 dakika görüştüler. Bu, Cumhur İttifakı liderlerinin bir haftada üçüncü görüşmesiydi. İlk görüşme 30 Aralık 2020’de Cumhurbaşkanlığı Kültür ve Sanat Ödülleri töreni öncesinde, Beştepe’de yapılmıştı. İkincisi, 31 Aralık’taki telefon görüşmeleriydi. Görüşmelerin içeriği konusunda resmi bir açıklama
Boğaziçi Üniversitesi rektörlüğüne yapılan atama ben maalesef hiç sevmediğim türde bir hatırlatmaya adeta mecbur bıraktı. Siyasi değerlendirmelerde din, inanç referansları kullanmaktan ömrüm boyunca kaçındım, yanlış bulurum. Din ve devlet işlerinin ayrı tutulması demek olan Anayasa’daki laiklik ilkesine içtenlikle bağlıyım. Ancak Boğaziçi Üniversitesi rektörlüğüne Prof. Dr. Melih Bulu’nun atanması ve üniversitenin buna gösterdiği tepki bende Süleyman









