Gazeteci-Yazar
Dışişleri Bakanı Hakan Fidan’ın Milli Muharip Uçak (MMU) KAAN’ın motor sorunu hakkındaki uyarısı ilginç bir tartışma başlattı. Fidan, KAAN uçağında kullanılan F-110 motorunun Kongre izniyle lisanslama sorunu yüzünden üretimin aksayacağından söz ediyordu. Buna karşın Savunma Sanayi Başkanı (SSB) Haluk Görgün de hiçbir sorunun olmadığını, uçağın ve motorunun üretiminin planlandığı gibi yürütüldüğünü açıkladı. KAAN da tıpkı
Dışişleri Bakanı Hakan Fidan’ın 27 Eylül’de Nev York’ta Birleşmiş Milletler Genel Kurulu çalışmalarını özetlediği basın toplantısında “Milli Muharip Uçak” KAAN konusunda söyledikleri ortalığı da, kafaları da karıştırdı. Daha önce 13 yıl Milli İstihbarat Teşkilatını yönetmiş, ketumluğu ile nam salan Fidan, KAAN üretiminin sıkıntıda olduğunu söylüyor, Türkiye’nin NATO müttefiki ABD’yi CAATSA yaptırımları nedeniyle millete şikâyet ederek,
İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu’nun 26 Eylül’de BM Genel Kurulunda konuşmak için kürsüye gelirken salonun büyük ölçüde boşaldığı bütün dünyada haber oldu. Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan da 27 Eylül’de bir konuşmasında “Netanyahu denilen katil, salondaki o boş koltuklara seslenmek durumunda kaldı” diye memnuniyetini belirtti. Ancak dikkatlerden kaçmaması gereken bir ayrıntı vardı o toplantıda. Müslüman ülkelerin hepsi Netahyahu’nun
Kıdemli gazeteci Faruk Bildirici, uzunca bir süredir Medya Ombudsmanı sıfatıyla habercilik dünyasındaki çelişkiler, tutarsızlıklar, yanlışlar üzerinde çalışıyor. Bunları hem internet sitesinde hem de sosyal medya hesaplarında yayınlıyor. Bu yazı ve eleştirileri bazı yayın kuruluşlarınca (*) aynen yayınlanıyor. Bildirici, 26 Eylül 2025 saat 14.19’da X hesabında “Bunun bir açıklaması var mı?” girişiyle bir yayın yaptı. Buna
Başlıktaki sözü başka türlü de söyleyebilirsiniz. Örneğin siyasette “Seçimle gitsem, yargıyla gelirim” gibi de söylenebilir; aynı kapıya çıkıyor. Bunun somut örneğine 24 Eylül’de CHP İstanbul İl Kurultayında tanık olduk. Daha önce, 2 Eylül’de CHP’li Özlem Erkan’ın şikayetiyle CHP İstanbul İl Başkanı Özgür Çelik ve yönetimini görevden alarak yerine Gürsel Tekin’i atayan İstanbul 45’inci Asliye Hukuk
ABD Başkanı Donald Trump’ın 23 Eylül’de “Müslüman nüfuslu” ülke liderleriyle yaptığı Gazze toplantısında dağ fare doğurdu. Trump, Türkiye, Endonezya, Katar, Suudi Arabistan, Birleşik Arap Emirlikleri, Ürdün, Pakistan ve Mısır devlet ya da hükümet başkanlarıyla düzenlediği toplantıda Gazze’de “Savaşı bitirme planından” söz etti. Gazze’nin konuşulduğu toplantıya Filistin Devlet Başkanı Mahmud Abbas katılamadı, çünkü Trump vize vermemişti;
Birleşmiş Milletler Genel Kurulu yıllık toplantılarına 21 Eylül’de başlarken 4 devlet daha Filistin devletini tanımıştı: İngiltere, Kanada, Avustralya ve Portekiz. Ertesi gün Fransa, Belçika, Lüksemburg, Monaco da tanıdı; böylelikle tanıyan devlet sayısı 150’yi geçti. (*) İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu ise Filistin’i tanıyan devletleri terörizm destekçisi ilan ediverdi. Orada da durmadı ve Gazze’deki toptan imha operasyonunu
Türkiye bir saldırıya uğrarsa NATO Türkiye’yi ne kadar korur? Soruyu daha da açık, daha dar açıdan soralım: İsrail’de Binyamin Netanyahu hükümeti bir çılgınlık yapar da Hamas ile arasını bulmayı çalışan Katar’a saldırdığı gibi Türkiye’ye de saldırmaya kalkarsa, Türkiye, NATO’yu yanında bulacak mı? Birleşmiş Milletlerde Filistinlilere insani yardım önerisini İsrail’i kınıyor diye tek başına veto eden









