Kimilerine göre CHP, PKK lideri Abdullah Öcalan’ı “meşrulaştırma” müsameresinde figüran olmayı reddetti, kimilerine göreyse Kürt sorununun çözümünde tarihi bir fırsatı sabote etti. Öyle ya da böyle Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan’ın TBMM heyetinin İmralı Cezaevine gidip Öcalan’la görüşülmesi kararını verdiği belli olduktan sonra CHP lideri Özgür Özel’in gitmeme kararı alması, siyasetin son dönemdeki seyrinde ciddi bir kırılmaya
Cumhuriyet Halk Partisinin 28-30 Kasım tarihlerinde delegelerin oylarına sunacağı yeni parti programını 21 Kasım’da açıkladığı saatlerde İstanbul’dan Genel Merkezi rahatsız eden bir mahkeme kararı daha geldi. İstanbul 45’inci Asliye Mahkemesi, CHP İstanbul İl Başkanı Özgür Çelik’in İl Kongresince yeniden seçilmesini tanımayarak Gürsel Tekin’in kayyımlık görevine devam etmesine karar verdi. Mahkeme duruşmayı 27 Şubat’a erteledi. İstanbul
Kıbrıs müzakere sürecinde sekiz yıl sonra ilk kez iki lider, 20 Kasım’da ara bölgede Birleşmiş Milletler gözetiminde bir araya geldi. KKTC Cumhurbaşkanı Tufan Erhürman ile Kıbrıs Rum Yönetimi Başkanı Nikos Hristodulidis arasındaki bu buluşma, 2017 Crans-Montana kopuşundan bu yana liderler düzeyinde yapılmış ilk anlamlı temas niteliğini taşıyor. Görüşmenin kendisi tek başına bir ilerleme üretmemiş olsa
Önce TBMM heyetinin İmralı’ya gidip PKK lideri Abdullah Öcalan ile görüşmesi için teknik açıdan en önemli sorunun hâlâ çözülmediğini söylemek gerekiyor. Henüz bu konuyu resmen Komisyon gündemine getiren olmadı. Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan’da 20 Kasım AK Parti Grubuna hitaben topu komisyona attı, ama Öcalan ziyareti konusunda partisinin görüşüne dair renk vermedi. Dün, 18 Kasım’da Milli Savunma
Asya bugün yalnızca dünyanın ekonomik motoru değil; küresel enerji güvenliğinin de tartışmasız merkez üssü. Dört büyük tüketici — Çin, Hindistan, Japonya ve Güney Kore — tek başlarına dünyanın petrol ithalatının yaklaşık yüzde 45’ini, LNG ithalatının ise yüzde 70’ini gerçekleştiriyor. Böylesine dev bir talep odağı, kaçınılmaz olarak Rusya’dan ABD’ye, Katar’dan Suudi Arabistan’a kadar tüm büyük üreticilerin
MHP lideri Devlet Bahçeli günün bombasını patlattı: İmralı’ya kimse gitmezse kendisinin gideceğini, adını anmadan PKK lideri Abdullah Öcalan ile bir masa etrafında konuşmaktan çekinmeyeceğini söyledi. Bahçeli, bu açıklamayı yine kritik bir zamanda yaptı. Bahçeli’nin bu açıklaması, Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan’ın ilk kez 30 Ağustos 2024 Zafer Bayramı konuşmasında söylediği “iç cepheyi tahkim” hedefi çerçevesinde, bir ay
Herkes Türkiye ile Avrupa Birliğinin yakınlaşması için asıl sorunun siyasi olduğunun farkında. Yıllarca Osman Kavala, Selahattin Demirtaş, Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi Kararları (AİHM) derken, şimdi Ekrem İmamoğlu davası bunların üzerine eklendi; AB üyelik şartı olan Kopenhag Siyasi Kriterlerinin sağlanması önündeki engeller arttı. Bırakalım üyelik konusunu bir yana, hem Türkiye hem AB’nin yararına olan Gümrük Birliği
İstanbul Büyükşehir Belediye (İBB) Başkanı Ekrem İmamoğlu ile ekibinin tutuklu olduğu örgütlü suç soruşturmasında İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığının 3,900’e yakın sayfalık iddianame düzenlendiği açıklandı. Sosyal medyada dolaşan bir PDF belgenin iddianamenin tamamı olduğu söyleniyor. Sanırım iddianamenin tam sureti olduğunu düşünerek bu belgeyi okuyan bir kısım kanaat önderleri kanaatlerini kamuoyu ile paylaşıyorlar. CHP yapınca suç olan icraat
Son yıllarda ortaya çıkan, son aylarda uluslararası siyaset lisanında giderek daha çok kullanılan bir kavram var: “lawfare”. İngilizce “law-hukuk” ve “warfare-savaş” kavramlarından türetilmiş bir bileşik isim. Wikipedia bunu yanlış olarak “hukuk savaşı” veya “hukuki savaş” olarak çevirmiş. Oysa “hukuk savaşı” olumlu bir kavram; adalet için verilen hukuk mücadelesini çağrıştırıyor. Lawfare ise tam tersi. Cambridge sözlüğü,









