1959 yılının Kasım ayının son haftasında Ankara hareketli günlerden geçiyordu. Aralık ayı başında ilk defa bir Amerikan başkanı Türkiye’yi ziyaret edeceği için, Eisenhower’ın gelişi öncesinde hariciye teşkilatı hazırlık telaşı içindeydi. 28 Kasım akşamı Hariciye köşkünün kapısından giren geniş diplomatik heyet ise Batılı ülkelerinin Ankara’daki elçiliklerini adeta şoka uğrattı. Yıllar sonra Sovyet Büyükelçisi Nikita Rijov beraberindeki
Dönemin başbakanı Bülent Ecevit’ten Uğur Mumcu’nun katilinin yakalandığı haberini ilk alan ve duyuran gazeteci olmak benim için gerçekten önemli olmuştu. “Haberler kesin, katil yakalandı” derken Ecevit’in sesi sevinç doluydu.Zanlı, dönemin İçişleri Bakanı Sadettin Tantan’ın gözaltına alındığını açıkladığı dokuz şeriatçı militan arasındaydı. Mumcu’nun avukat kardeşi Ceyhan Mumcu bu açıklamalar üzerine “Tantan’a güveniyorduk, faillerin yakalanması sürpriz olmadı”
Başarının sahibi çoktur, başarısızlık ise yetim ve öksüzdür; Azerbaycan’ın Dağlık Karabağ’daki başarısının ardındaki nedenleri iyi analiz etmek, mevcut durumun ve önümüzdeki dönemin sağlıklı analizini yapabilmek için de önem taşıyor. Azerbaycan eğer 30 yıla yaklaşan bir süre Dağlık Karabağ’ı geri alamadıysa bunun baş nedeninin Rusya olduğu gerçeğini kabul etmek gerekiyor. Çözüm Rusya’nın elinde olduğu ve Rusya’yı
ABD Başkanlık yarışına artık saatler var. Son anketlere göre Demokrat Parti adayı Joe Biden, Cumhuriyetçi Başkan Donald Trump’ın önünde görünüyor. Bu 3 Kasım’daki seçimi kazanıp başkan olacağı anlamına gelmese de şansı yükseliyor; seçildiğinde en yaşlı ABD Başkanı olacak, 20 Kasım’da 78 yaşına basacak. Ama bundan 40 yıl önce de Biden siyasetteydi ve 40 yıl önce
Cumhuriyet Bayramı onu reklam arası gibi görmeyen herkese kutlu olsun ama en çok kadınlara kutlu olsun. Zaten o yüzden Mustafa Kemal Atatürk ve Cumhuriyet devrimini hâlâ kabullenemeyip reklam arasının bitmesini bekleyenlerin ilk hedefi kadınların hak kazanımlarını olabildiğince geri almak, yıkıma oradan başlamaktır. Çünkü 29 Ekim Cumhuriyet Bayramının en çok kadınların bayramı olması gerektiğinin en çok
Umarım yakında yayınlanacak “Darbeler Kitabı” hazırlığım bitmek üzere. (*) Sadece Türkiye’deki darbe ve darbe girişimlerini değil, bizi ilgilendiren coğrafyadaki darbe girişimleri ve darbeleri çalışıyorum epeydir. Ve birbirleriyle ilişkilerini, ortak noktalarını, ayrılan noktalarını… Türkiye’deki darbe girişimi ve darbelerin -15 Temmuz 2016- hariç nasıl olduğu ayrıntılarıyla yazıldı; ben ne olduğu, neden olduğu ve ne tür sonuçlar doğurduğu
Bulgaristan Türkü aile Plevne’den Bursa’nın Gemlik ilçesinin Umurbey köyüne göçmüştü. Mahmut Celal (Bayar) 1883’te burada doğdu, Bursa’da okudu, 1905’te açılan sınavı kazanarak çalışmakta olduğu Ziraat Bankasından Deutsche Bank’a geçti. 1907’de İttihat ve Terakki Cemiyeti’nin (İTC) gizli kollarından olan “Küme” örgütüne girdi. 1908 Meşrutiyet ilanı ardından, Anadolu’da resmen örgütlenmek üzere Selanik’ten gelen İTC’nin kurucu Kâtibi Umumisi
En yaşlı üye sıfatıyla Birinci Meclis’in açılışını yapan Sinop Milletvekili Mehmet Şerif’in adı TBMM’nin 100. kuruluş yıldönümü nedeniyle Türkiye’de anılmış oldu. Özellikle “Saygıdeğer hazirun; hilafet ve hükümet merkezinin geçici kaydıyla yabancı kuvvetler tarafından işgal edildiği, bağımsızlığın her bakımdan kısıtlandığı bilinmektedir. Bu vaziyette baş eğmek, milletimize teklif edilen yabancı esaretini kabul etmesi demektir” sözleri dikkati çekti.
Tarih 15 Mayıs 1919 idi. Sultan Mehmet Vahdettin’in Başkâtibi, bugünkü söyleyişle Özel Kalem Müdürü Ali Fuad Bey müsaade istedi, makamına girdi. Elinde bir telgraf vardı; İzmir’den geliyordu. Telgrafta “bir devlet-i ecnebiyyenin” İzmir’e asker çıkardığı yazıyordu.Halife Vahdettin telgrafı okudu sonra Ali Fuad Bey’e dönüp hemen Bab-ı Âli’ye, Sadrazam’a gidip şunu sormasını istedi: “Menteşe Sancağını işgal eden