Vladimir İlyiç Lenin’e atfedilen bir söz vardır; “Bazı onyıllar vardır, hiçbir şey olmaz. Bazı haftalar vardır ancak onyıllar zarfında olabilecek şeyler yaşanır”. Son günlerdeki gelişmeler bizlere Lenin’in bu sözünü hatırlatıyor. Hem iç politikada hem dış politikada beklenmedik gelişmelere şahitlik ediyoruz. Dış politikada İsrail ile yakınlaşma da bu çerçevede ele alınabilir. Geçen on yıl boyunca yapılan
Sanki Kazakistan’da serbest seçimle hükümet değişikliği mümkünmüş gibi bütün bölge liderleri “darbe savuşturuldu” demeçleri patlatmaya başladı birbiri ardına. Oysa Kazakistan’da 2 Ocak’ta başlayıp 5-6 Ocak’ta zirveye ulaşan olayları planlı bir ayaklanma dahi saymak mümkün görünmüyor. Belli bir liderliğin bulunmadığı, biriken bardağın otogaz fiyatlarına zam ile gelen son damlayla taştığı bir öfke patlaması. Öfkenin asıl nedeni,
Önceki hafta önemli müteahhitlik firmalarına mensup mühendis ve profesyoneller için hazırlanan iklimlendirme konulu bir seminerin ilk ayağını gerçekleştirmek üzere Bakü Azerbaycan’daydım. (*) Azerbaycan’ın Dağlık Karabağ topraklarını geri almasının ardından şehre ilk seyahatim olacaktı. Aslında Covid-19 salgınından bu yana ilk yurt dışı seyahatine çıkacak olmam nedeniyle stres yaşadığımı ifade etmeliyim. Bu sürecin risklerini yöneterek, virüsü kapmadan
ABD’nin Afrika Boynuzu Özel temsilcisi Jeffrey Feltman 15 Aralık’ta Ankara’daydı. O günlerde Türkiye’nin gözü kontrolden çıkmış döviz kurundan başka bir şey görmüyordu. Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan ise bir yandan mali operasyona diğer yandan 16-18 Aralık’ta İstanbul’da planlanan Türkiye-Afrika Ortaklık Zirvesine hazırlanıyordu. Ankara’da Dışişleri Bakan Yardımcısı Sedat Önal’la görüşen Feltman’ın gündeminde de Afrika’nın sıcak noktalarından olan Etiyopya
2009 yılında Türkiye ile Ermenistan arasındaki ilişkilerin normalleştirilmesi amacıyla imzalanan Protokollerin ardından Türkiye 2010 yılı itibariyle ilk aşamada Güney Kafkasya’daki bölgesel ilişkilerin ekonomik-ticari yollardan desteklenmesini hedefleyen, bölgesel olduğu kadar küresel çapta da etki doğurmaya aday bütüncül bir işbirliği projesini hayata geçirmek için insiyatif aldı.Bu bütüncül proje sadece Türkiye-Azerbaycan-Gürcistan üçlüsünü değil, çok daha geniş ölçekteki bir
Ermenistan ile Türkiye arasındaki ilişkilerin normalleştirilmesi amacıyla atılan adımlar kapsamında Türkiye’nin önceki Washington Büyükelçisi Serdar Kılıç ve Ermenistan Parlamentosu Başkan Yardımcısı Ruben Rubinyan özel temsilci olarak atandı. 18 Aralık’ta Ermenistan Parlamentosu Başkan Yardımcısı Ruben Rubinyan’ın, Türkiye ile ilişkilerin normalleşmesi kapsamında özel temsilci olarak atandığı bildirildi. Ermenistan Dışişleri Bakanlığı Sözcüsü Vaan Unanyan, yaptığı açıklamada, “Ermenistan Parlamentosu
Dışişleri Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu, Ermenistan ile ilişkilerin normalleşmesi için karşılıklı temsilciler atanacağını duyurdu. Çavuşoğlu bu açıklamayı 13 Aralık’ta Meclis’teki Dışişleri Bakanlığı bütçesi tartışmaları sırasında yaptı. Girişimin Azerbaycan ile “koordine edildiğini” vurgulayan Çavuşoğlu, İYİ Partili Erhan Usta’nın normalleşmenin içeriğini sorması üzerine şunları söyledi: “Özel temsilci atıyoruz, büyükelçilik değil. İleride normalleşirse Ermenistan bu son yaşananlardan ders alıp
Mehrdad Abdarbaşi, İranlı bir asker, helikopter pilotu.İranlı asker denince kafalar karışıyor gerçi. İran’da iki ordu var: Biri eskiden beri var olan bizim anladığımız anlamda ordu, Ertiş. Diğeri de Şah zamanından kalan orduya güvenmediği için ayrıca kendi çizgisinde bir askeri birlik kuran Humeyni’nin ordusu, Sepah Pasdaran, yani Devrim Muhafızları.Paranın aktığı, hatta paranın da başını tutan, yurt
Fatura derken mali faturası değil kast ettiğim. “İtibardan tasarruf olmaz” demagojisiyle şatafata saçılan milyonların faturası elbette bize çıkacak. İngiltere Başbakanı Boris Johnson ABD Başkanı Joe Biden ile görüşmeye ABD’den askeri nakliye uçaklarıyla getirttiği Alman malı özel limuzinlerle gitmedi, metroyla gitti. Türkiye Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan ise Türkiye’ye dönüşünde, daha önce hiçbir ABD Başkanından Biden’den gördüğü muameleyi
ABD Temsicliler Meclisinin 27 üyesi Dışişleri Bakanı Antony Blinken’a mektup yazarak Türkiye’nin ürettiği silahlı insansız hava araçlarının (SİHA) bölgesindeki siyasi dengeleri değiştirip Amerikan çıkarlarına zarar verdiğini öne sürerek engellenmesi için adım atılmasını istedi. 9 Ağustos tarihli mektupta Bakanın Türk İHA’ları konusunda Kongre’ye brifing vermesi istenirken, özellikle Bayraktar hava araçlarının ABD ve ABD bağlantılı şirketlerden teçhizat