Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan’ın 25 Eylül’de Beyaz Saray’da ABD Başkanı Donald Trump ile görüşmesi sırasında imzalanan 20 yıl vadeli LNG anlaşması, Türkiye’nin enerji-jeopolitik dengesinde yeni bir sayfa açtı. BOTAŞ’ın ABD kaynaklı doğal gazı pazarlayan şirketlerle yaptığı bu anlaşma yalnızca uzun vadeli enerji arzı değil, Türkiye’nin Rusya’ya bağımlılığını azaltma, enerji sepetini çeşitlendirme ve jeopolitik özerkliğini artırma kararlılığının
LNG, son beş yılda küresel enerji dengesinin en stratejik unsurlarından biri haline geldi. Pandemi, Rusya’nın Ukrayna’yı işgali, Kızıldeniz’de güvenlik krizleri, Panama Kanalı’ndaki kuraklık gibi gelişmeler enerji arzını defalarca tehdit etti. Buna rağmen LNG akışları büyük kesintiler yaşamadan sürdü. Fiyatlar boru hattı gazına yaklaşarak rekabetçi hale geldi; esneklik, yalnızca molekülün değil, tedarik zincirinin de en değerli
Bir zamanlar Asya-Pasifik bölgesinin yönetiminden sorumlu olduğum Uluslararası Enerji Ajansı’nın (IEA) yeni raporuna göre, 2025 yılında küresel enerji yatırımları 3,3 trilyon dolara ulaşacak. Bu rakam yalnızca nicel bir rekoru değil, aynı zamanda enerji önceliklerinde niteliksel bir değişimi işaret ediyor. Bu toplamın 2,2 trilyon doları yenilenebilir enerji, nükleer, şebeke altyapısı, enerji depolama ve düşük emisyonlu yakıtlara
İsrail’in İran’a 13 Haziran’da başlattığı hava harekâtı, sadece birkaç gün içinde klasik savaş tanımlarını aştı. Bu, konvansiyonel çatışmadan öte; altyapı yıkımı, istihbarat hâkimiyeti ve rejim hedefli sistematik bir yıpratma operasyonuydu. Füze atışlarının oluşturduğu denge algısının ötesinde, uluslararası analizler İran’ın hızla çözüldüğüne işaret ediyor. Ancak bu savaşın en belirgin özelliği, etkisinin İran sınırlarını aşması. Türkiye, sadece
Enerji Bakanı Alparslan Bayraktar 28 Nisan’da İngiliz Financial Times gazetesine ABD enerji devi Exxon Mobil ile 1,1 milyar dolar tutarında 2,5 milyon ton sıvılaştırılmış doğal gaz (LNG) alımı için görüşmelerin sürdüğünü açıklamıştı. Bakan, Türkiye’nin “tek bir tedarikçiye” bağlı kalmamak için kaynaklarını çeşitlendirme gereğinden söz ediyordu; kast ettiği Rusya idi. Nitekim ABD Dışişleri Bakanlığı sözcülerinden Vedant
Akbelen vakasını ayrıntılarıyla tartışmaya başlamadan önce şunu söylemek gerek: Yüzlerce yıllık orman stokumuzu, su ve tarım kaynaklarımızı, turizm değerlerini, arkeolojik mirasımızı, insanlarımızın esenliğini heba edemeyiz sırf enerji üretimine kaynak sağlama amacıyla. “Karbon Sıfır” 2053 hedefi doğrultusunda kömürden tedricen çıkış bir yana kömürle çalışan termik santrallarını beslemek için Akbelen vakası özelinde linyit yataklarının genişletilmesini anlamak son
TBMM Genel Kurulu 15 Ekim’de Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan’ın talep ettiği 1 trilyon 119 milyar 514 milyon 513 bin liralık ek bütçeyi AK Parti ve MHP oylarıyla kabul ettikten sonra 1 Ekim’e dek tatile girdi. Ek Bütçe ve Torba Yasanın yürürlüğe girmesi ardından 15 Temmuz tarihli Resmî Gazetede yayınlanan Cumhurbaşkanlığı kararnamesiyle benzin, mazot ve otogaza rekor
“Sezar’ın hakkı Sezar’a”. Karadeniz doğal gazı müjdesinin 2020’de verilip ilk aşamasının 14 Mayıs 2023 seçimlerden önceye yetiştirilmesi dünya çapında bir başarı sayılmalı. Çünkü benzeri projelerden sadece Mısır’daki (ve Akdeniz’deki) en büyük gaz sahası olan Zohr’un keşfinden üretime geçen kadar süre üç yıl idi. Orada ilk İtalyan şirketi ENI başlattı arama sürecini, 2015’de gücü (yüzde 50)
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın Rusya Cumhurbaşkanı Vladimir Putin’e tek taraflı bir ateşkes ilanının Ukrayna’da barış ve müzakereleri destekleyeceğini söylediği açıklandı. Cumhurbaşkanlığı’nın yazılı açıklaması, Erdoğan’ın 5 Ocak’ta Putin’le yaptığı telefon görüşmesi sonrasında yapıldı. Erdoğan’ın daha sonra Ukrayna Cumhurbaşkanı Volodimir Zelenksi’yi da aradığı da bildirildi. Açıklama uluslararası medyada yankı buldu. Türkiye Rusya’nın Ukrayna savaşına başladığı 24 Şubat
Muhalefetteki Altılı Masa üyesi Gelecek Partisi lideri Ahmet Davutoğlu, ortak cumhurbaşkanı adaylarının, yetkilerini Cumhurbaşkanı ve AK Parti Genel Başkanı Tayyip Erdoğan’la aynı yöntemle kullanmasının da 7’inci Parti gibi de davranmamasının da beklenemeyeceğini söyledi. YetkinReport’un sorularını yanıtlarken “Geçiş sürecinin yönetimini tek kişinin eline bırakamayız” diye konuşan Davutoğlu, “Biz bir yönetim değil, yönetişim sistemi kuruyoruz; kişilere değil,
- 1
- 2









