Avrupa Birliği liderlerinin 6 Ekim Prag zirvesinde kabul etmeleri beklenen Rusya’ya yönelik 8’inci yaptırım paketi Türk ekonomisini derinden etkileyebilecek bir madde taşıyor. Rusya’ya yılda 7 milyar avro daha zarara uğratması amaçlanan yeni AB yaptırımları Rusya ile hava ve deniz taşımacılığı, çelik ürünleri, kâğıt, makine ve makine aksamı kimyasal ve plastikler, yüksek teknoloji ürünleri, bilişim teknolojileri
Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan’ın 20 Eylül’de Birleşmiş Milletler Genel Kurulunda yaptığı konuşmayı izlediniz, ya da okudunuz mu? Ben işim gereği okudum. Cumhurbaşkanlığının internet sayfasında var; bu bağlantıdan okuyabilirsiniz. En önemli mesaj Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti’nin tanınması çağrısı. Belki bize borç verdiği için teşekkür ettiği dostlarımızdan, Rusya, Katar, BAE, Suudi Arabistan, Güney Kore ve Azerbaycan’dan başlar ikna
Azerbaycan ve Ermenistan arasında 13 Eylül’de parlayan sınır çatışmalarında 49 Ermenistan, 50 Azerbaycan askeri olmak üzere 99 kişinin öldürüldüğü bildiriliyor. Ancak zaiyat artabilir; Bakü 100 Ermeni askerin cansız bedenini Erivan’a vermeye hazır olduğunu söyledi. (*) Azerbaycan Dışişleri Bakanı Ceyhun Bayramov, çatışmaların nedeni olarak Ermenistan’ın “geniş çaplı askeri kışkırtmalarını gösterdi. Ermenistan Savunma Bakanlığı ise Azerbaycan tarafından
Türkiye’nin Rusya-Ukrayna krizi nedeniyle üye olmak isteyen İsveç ve Finlandiya odağında tartışılan NATO Madrid Zirvesi çerçevesinde yapılan görüşmelerin diğer sonuçları da ortaya çıkmaya başladı. Bunlar arasında Kıbrıs, Yunanistan ve Ermenistan konularındaki üç gelişme Türkiye’nin uluslararası ilişkiler ağını da etkileyecek türden. Kıbrıs Kırbrıs Rum Cumhurbaşkanı Nikos Anastasidis’in liderler yemeği sırasında Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan’ın yanına gelip sohbet
Ukrayna ve Rusya arasındaki silahlı çatışmaların tehlikeli şekilde sürdüğü bir güvensizlik ortamında zaman, herkese yeniden umut verecek, uluslararası toplumda görülen ağır kırılmaları hafifletecek, yeni bir uluslararası iklimin temellerine doğru yol alacak taşları döşeme zamanıdır. Türkiye, kritik bir coğrafyada bu dinamiği güçlü kılacak bir aktördür. Geçen yıl 24 Nisan’da Vaşington’da, Başkan Joe Biden 1915 olayları münasebetiyle
ABD Dışişleri Bakanlığının Türkiye’nin talep ettiği yeni model 40 F-16 ve mevcutların modernizasyonu için 80 güncelleştirme takımı satışına onay verilmesi için Kongre’ye mektup yazdığı 6 Nisan’da Vaşington kaynaklı olarak duyuruldu. Reuters haberin göre mektupta bu satışın NATO’yu güçlendireceği için ABD’nin uzun dönemli çıkarlarına hizmet edeceği yazılıyor.ABD Dışişlerinin Hukuk İşerinden sorumlu Müsteşar Yardımcısı olan Naz Durakoğlu
Rusya’nın Ukrayna’ya saldırısının insani boyutunun ciddiyeti yükselirken çözüm için ilk üst düzey toplantıya ev sahipliği yapan ve arabuluculuk rolü üstlenen Türkiye, bölgesel diplomaside hareket alanını genişletiyor. Geçtiğimiz hafta 19 yıl sonra ilk defa bir İsrail Cumhurbaşkanı, Isaac Herzog, Türkiye’yi ziyaret ederek Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan ile görüştü. Erdoğan görüşmeyi “bir dönüm noktası olarak tanımladı,” enerji ve
Koç Holding Yönetim Kurulu Başkanı Ömer Koç ekonomiyi toparlamak için kendi reçetesini açıkladı. “2000’li yılların ilk 10 senesinde yapıldığı gibi ciddi reformlar uygulayarak ülke riskini azaltmak.” Yani diyor ki, ekonomiyi toparlamanın yolu yapısal, köklü reformlardan geçer.Koç’un bu sözleri hükümetin doğal gaz sıkıntısı nedeniyle sanayi üretimine üç gün ara verdiği günlerde yayınlandı. Hükümet, krizi konutlara yansıtmamaya
Türkiye son aylarda, çevresinde ve daha geniş alanlarda uzun süredir ilişkileri kopuk veya gergin olan ülkeler ve güç merkezleriyle arasını düzeltmek için ciddi girişimlere başladı. Bu çerçevede ilk aşamada Ermenistan, Mısır, Suudi Arabistan, BAE, İsrail, Libya gibi bölge ülkelerine yönelik diplomatik adımlar dikkati çekiyor. Ermenistan ile doğrudan ilk temas iki ülke özel temsilcileri arasında 14
Sanki Kazakistan’da serbest seçimle hükümet değişikliği mümkünmüş gibi bütün bölge liderleri “darbe savuşturuldu” demeçleri patlatmaya başladı birbiri ardına. Oysa Kazakistan’da 2 Ocak’ta başlayıp 5-6 Ocak’ta zirveye ulaşan olayları planlı bir ayaklanma dahi saymak mümkün görünmüyor. Belli bir liderliğin bulunmadığı, biriken bardağın otogaz fiyatlarına zam ile gelen son damlayla taştığı bir öfke patlaması. Öfkenin asıl nedeni,