Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan uzun süredir ABD’ye çakma fırsatı bulamıyordu. Bir yandan F-16 alım talebi, Suriye’de PKK/YPG sorunu, diğer yandan 100 milyar dolar ticaret hacmi hayali, seçimlerde sadık taraftarı gözündeki dünya lideri bakışını pekiştirecek ABD’ye çakma söylemini kullanmasına engel oluyordu. Ancak geçen hafta öyle bir şey oldu ki, artık kendini tutmayı bıraktı. Bir zamanlar “Ayaklarımızın altına
Türkiye seçim ortamında deprem yaralarını sarmaya çalışırken yoğun bir dış politika gündemiyle de uğraşıyor. Bugünden başlayarak İsveç’ten ABD’ye Rusya’dan Suriye ve İran’a dek önemli temaslar var. 9 Mart’ta Brüksel’de Türkiye, İsveç, Finlandiya üst düzey heyetleri NATO Genel Sekreteri Jens Stoltenberg’in gözetiminde iki ülkenin NATO üyeliği için Türkiye’nin onayını görüşmek üzere toplanacaklar. Bu aşırı sağcı bir
Dün artan can kayıplarının arasında kalan bir haber, deprem felaketinin siyasetin fay hatlarında nasıl değişikliklere yol açtığına bir örnek oluşturdu. Bu örnek, CHP lideri Kemal Kılıçdaroğlu’nun Suriye Cumhurbaşkanı Beşar Esad’a gönderdiği taziye mesajıydı. Türkiye’de can kayıplarının 43 bin 500’ü geçtiğinin açıklandığı 22 Şubat günü, Suriye’de deprem nedeniyle can kayıplarının da 6 bin 600’ü geçtiği duyurulmuştu.
Altı siyasi parti uzmanlarının neredeyse bir yıldır üzerinde çalışmakta olduğu, “Ortak Politikalar Mutabakat Metni”(OPMM) 30 Ocak’ta Ankara Ticaret Odası’nın Congresium salonunda gösterişli bir törenle açıklandı. Önümüzdeki günlerde gündemi meşgul edeceğinden kuşkum yok. Gerçekten de OPMM en az erken emeklilik kadar tartışılmayı hak ediyor. Bu yazıda metnin sadece dış politika bölümüne ilişkin ilk bakışta göze çarpan birkaç
Dışişleri Bakanlığımız, ABD’de ve Avrupa ülkelerinde son günlerde meydana gelen şiddet olayları sebebiyle vatandaşlarımıza bir seyahat uyarısı yayınlamış. Bu ülkelere seyahat etmeyi düşünüyorsanız, risk altında olacağınızı bilin, şayet orada iseniz de, herhangi bir sorunla karşılaştığınızda temsilciliklerimize müracaat edin diyerek, vatandaşlarımızı uyarıyor. Ne kadar düşünceli bir davranış, değil mi? Diğer taraftan, örneğin mevcut çağdışı yönetime canı
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın Rusya Cumhurbaşkanı Vladimir Putin’e tek taraflı bir ateşkes ilanının Ukrayna’da barış ve müzakereleri destekleyeceğini söylediği açıklandı. Cumhurbaşkanlığı’nın yazılı açıklaması, Erdoğan’ın 5 Ocak’ta Putin’le yaptığı telefon görüşmesi sonrasında yapıldı. Erdoğan’ın daha sonra Ukrayna Cumhurbaşkanı Volodimir Zelenksi’yi da aradığı da bildirildi. Açıklama uluslararası medyada yankı buldu. Türkiye Rusya’nın Ukrayna savaşına başladığı 24 Şubat
Milli Savunma Bakanı Hulusi Akar, Yunanistan’ın Türkiye’ye düşmanca davrandığını ve NATO’nun “Bu şımarıklığa dur deme zamanının geldiğini” söyledi. Akar bu uyarısını 24 Aralık’ta Ankara’daki Bakanlık Karargâhında 2022 yılını değerlendirdiği basın toplantısında yaptı. Akar, Türkiye’nin İsveç ve Finlandiya’nın NATO üyeliğini desteklediğini ancak iki ülkenin önce terörle mücadele konusunda verdikleri sözleri yerine getirmesinin gerektiğini vurguladı. Türkiye’nin Suriye
“Biz işimize bakıyoruz, kim ne diyor diye de aldırmıyoruz” diyor isminin açıklanmasını istemeyen üst düzey bir güvenlik kaynağı; Suriye ve Irak’taki operasyonlar üzerine konuşuyoruz. Operasyonlar konusuna Twitter’da yayınlanan bir fotoğraf üzerine başladığımız konuşma sırasında geldik. O yüzden güvenlik yetkilisinin başka ne dediğinden önce yukarıda gördüğünüz o fotoğraftan başlayacağız. Oradan dün, 22 Aralık akşam saatlerinde Dışişleri
Muhalefetteki Altılı Masa üyesi Gelecek Partisi lideri Ahmet Davutoğlu, ortak cumhurbaşkanı adaylarının, yetkilerini Cumhurbaşkanı ve AK Parti Genel Başkanı Tayyip Erdoğan’la aynı yöntemle kullanmasının da 7’inci Parti gibi de davranmamasının da beklenemeyeceğini söyledi. YetkinReport’un sorularını yanıtlarken “Geçiş sürecinin yönetimini tek kişinin eline bırakamayız” diye konuşan Davutoğlu, “Biz bir yönetim değil, yönetişim sistemi kuruyoruz; kişilere değil,
Türkiye’nin 19 Kasım gecesi Kuzey Irak ve Suriye’de PKK/YPG hedeflerine karşı gerçekleştirdiği Pençe-Kılıç harekâtının üzerinden 15 gün geçti. Şimdi gündemdeki soru hava harekâtını bir kara harekâtının izleyip izlemeyeceği? İzleyecekse bu harekâtın ne zaman yapılacağı? Bu soruya cumhurbaşkanlığı Sözcüsü İbrahim Kalın geçen hafta “yarın, haftaya veya her an olabilir” cevabını vermişti. Şimdi gözler bu haftaya çevrildi.