Özellikle genç gazetecilerle bir araya geldiğimizde sık duyduğum ve hep itiraz ettiğim bir kavram “aktivist gazeteci”. Evet, evrensel anlamda eleştirel gazetecilik içinde bir miktar aktivizm barındırır çünkü bahsettiğimiz bitmeyen bir gerçek arayışıdır. Ancak gazetecilik bir aktivizm yöntemi değildir, olmamalıdır. Gazetecilik aktivizm olamaz çünkü aktivizm angajman gerektirir, taraflılık içerir. Bu da tarafsız ve mesafeli kalması gereken
Müritleri tarafından “Gavs-ı Sani Seyyid Abdülbaki El Hüseynî” olarak anılan Menzil Cemaati Şeyhi Abdülbaki Erol’un cenaze defin törenine katılmak için yaklaşık 250 bin kişinin Adıyaman’ın Kahta ilçesine bağlı Menzil köyüne akın etti. Aralarında Cumhurbaşkanı Yardımcısı Cevdet Yılmaz, AK Parti Genel Başkan Vekili Efkan Ala ve BBP lideri Mustafa Destici de bulunuyordu; fotoğrafta önceki Sağlık Bakanı
Anayasa Mahkemesi (AYM) Cumhuriyet Halk Partisi’nin “e-ticaret kanununun” bazı hükümlerinin iptali ve yürürlüğünün durdurulması istemiyle yaptığı başvuruyu reddetti. AYM, 13 Temmuz’daki Genel Kurul gündeminde “6563 Sayılı Elektronik Ticaretin Düzenlenmesi Hakkında Kanun’da bazı değişiklikler yapan 7416 sayılı kanunun bazı hükümlerinin iptali istemli CHP’nin başvurusunu” ele aldı. Yüksek Mahkeme, CHP’nin başvurusunu reddetti. 2 gün önce AYM kararını,
Milli Eğitim Bakanı Yusuf Tekin, Türkiye’de bazı ailelerin kız çocuklarını erkek çocuklarla okutmak istemediğini, bu sebeple “kız okullarının” açılmasının gündeme gelebileceğini belirterek tartışma yarattı. Tekin, 11 Temmuz’da gazetecilerin karma eğitimle ilgili sorularına verdiği cevapta, “Birincil hedefim kız çocuklarının okullaşmasını sağlamak. O zaman veliyi ikna etmek için gerekirse kız okulları da açabilmeliyiz. Karma eğitim esastır ama
CHP’de “Kemal Kılıçdaroğlu gitmeli” diyen muhalifler son günlerde tartışmalı bir “değişim modelini” de konuşuyorlar, diğer model ve senaryoların yanı sıra: Tayyip Erdoğan-Abdullah Gül modeli. Henüz üzerinde uzlaşılmış bir model değil ama konuştuğum kaynaklar bu tartışmanın devam ettiğini doğruladı. Muhtemelen önümüzdeki yarın, 14 Temmuz’da Pera Palas’ta düzenlenmesi planlanan, nispeten dar katılımlı “iletişim toplantısında” da söz konusu
Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan 11-12 Temmuz’da Litvanya’nın Başkaneti Vilnius’ta yapılan NATO Zirvesi başlamadan hemen önce İsveç Başbakanı Ulf Kristersson ve NATO Genel Sekreteri Jens Stoltenberg ile yaptığı görüşmede İsveç’in NATO üyeliğine yeşil ışığı yaktı. Açıklamayı da Stoltenberg yaptı. Böylece Türkiye, Batı’daki beklenti üzerine Zirve başlamadan önce İsveç’e onay vermiş oldu. Deyim yerindeyse İsveç “Atı aldı, Atlaktik
Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan’ın Türkiye’den ayrılırken işin içine AB üyelik sürecini de katıp çıtayı hayli yükseltmesinden birkaç saat sonra Litvanya’da NATO Zirvesi öncesinde bir vaatler listesi karşılığında İsveç’in üyeliğine onay vermesine 10 Temmuz’da tanık olduk. Bunun hükümet çizgisindeki medya tarafından “Diplomatik zafer olarak” olarak duyurulmasına da. Bu konudaki gerekçeli kararı da en anlaşılır şekilde Hürriyet’te Hande
13 Temmuz’da Anayasa Mahkemesi CHP’nin yaptığı bir başvuruyu görüşecek. Görüşmenin konusu 2022 Temmuz ayında e-Ticaret kanununa getirilen bazı ek maddeler. Ticaret Bakanlığı’nın 2014’de yürürlüğe giren e-Ticaret kanununda bozulan rekabet nedeniyle yaptığı güncelleme geçen yıl CHP’nin de oybirliği ile yasalaştı. Ama sonra ne olduysa, CHP yasanın bazı önemli maddelerinin iptali için Anayasa Mahkemesine başvurdu. Rivayet muhtelif.
Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan 10 Temmuz’da Türkiye’den “Önce Türkiye’nin Avrupa Birliğinde önünü açın, bizde İsveç’in önünü açalım” diyerek ayrıldı. İki saat kadar süren uçak yolculuğundan sonra 11-12 Temmuz’da NATO Zirvesinin yapılacağı Litvanya’nın başkenti Vilnius’a indi. Ayağının tozuyla NATO Genel Sekreteri Jens Stoltenberg ve İsveç Başbakanı Ulf Kristersson ile toplandı. Kısa süre sonra Erdoğan’ın İsveç’in NATO üyeliğine