Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan’ın 23 Ekim’de 10 batılı büyükelçiyi istenmeyen kişi (persona non grata) sayarak sınır dışı etmek için Dışişleri Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu’na talimat verdiğini söylemesinin ciddi sonuçları olacağı görülüyor.Bunu anlamak için ne diplomasi ne de ekonomi dehası olmak gerekiyor. Erdoğan’ın Osman Kavala’nın serbest bırakılması için ortak açıklama yayınlayan ABD, Almanya, Fransa, Hollanda, İsveç, Norveç, Danimarka,
Mehrdad Abdarbaşi, İranlı bir asker, helikopter pilotu.İranlı asker denince kafalar karışıyor gerçi. İran’da iki ordu var: Biri eskiden beri var olan bizim anladığımız anlamda ordu, Ertiş. Diğeri de Şah zamanından kalan orduya güvenmediği için ayrıca kendi çizgisinde bir askeri birlik kuran Humeyni’nin ordusu, Sepah Pasdaran, yani Devrim Muhafızları.Paranın aktığı, hatta paranın da başını tutan, yurt
Türk Silahlı Kuvvetlerinin yeni bir sınır ötesi harekâtının daha işaretleri verilirken, Suriye’de giderek derinleşen krizin Türkiye için maliyeti her geçen gün artıyor. Sorunun çözümü konusunda ise ufukta bir ümit ışığı gözükmüyor. Bundan birkaç yıl önce okuduğum bir BM raporunda, Suriye’nin, iç savaş öncesindeki fert başına milli gelir seviyesine ulaşabilmesi için, ülkede yeniden barış sağlanmasından itibaren
Türk lirası 11 Ekim akşam saatlerinde tarihinin en değersiz düzeye düştü: 1 ABD doları 9 lira oldu. Ne 2001 mali krizinin yaşandığı sırada ne de 1970’lerin kırılgan koalisyonlar döneminde liranın değeri bu kadar düşmüştü.İktisatçılar bu rekor değer kaybını Merkez Bankası Başkanı Şahap Kavcıoğlu’nun TBMM Plan ve Bütçe Komisyonundaki sunumuna bağladı. Kavcıoğlu, döviz kurundaki yükselişin faizi
Ne yazık ki Türkiye son yıllarda batıda seçim kazanmak isteyen siyasilerin topluma hedef gösterdiği bir ülke haline geldi. Batı’nın “ötekisi”, Rusya ile, Çin ile didişmek istemeyen Batılı liderlerin dişlerine göre seçtiği bir “dış düşman” gibi gösteriliyor. Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan ve dar çevresi bunu izlenen dış (ve artık iç) siyasetlerinin doğruluğuna kanıt olarak sayabilir, ama Türkiye
Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan’ın Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin’in davetlisi olarak 29 Eylül’de Soçi’de yaptığı görüşmeyi stratejik önemde, yani iki ülkenin bundan böyle birbirleriyle ve bölgelerindeki ilişkileri etkileyecek önemde saymak gerekiyor. İki lider 2 saat 40 dakika sürdüğü açıklanan görüşmeden sonra basın toplantısı yapmamış olsa da görüşme öncesi söylediklerinin satır aralarını görüşmenin yapıldığı koşullarla birleştirince Erdoğan-Putin
Türkiye Covid-19 salgınıyla değişimi hızlanan siyasi dengeler içinde ABD ile yeni bir anlaşma zemini arıyor; en azından Ankara’nın verdiği sinyaller o yönde.ABD ile “daha eşit” bir ortaklık için bir süredir Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan ve Dışişleri Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu’dan gelen sinyaller, son olarak Milli Savunma Bakanı Hulusi Akar’ın ifadeleriyle somutlaşmaya başladı.İlginç olan bu işaretlerin Rusya ile