Ankara içişleri Siyaset Kulisleri Haber Yorumlar: Ankara’nın siyaset kulislerinden derinlemesine bilgi, analiz ve tahminler veren ancak Ankara’nın ötesinde yerel siyasetin nabzını tutan haber ve yorumlar.
Disney+ kanalının Cumhuriyetimizin kurucusu Mustafa Kemal Atatürk’e ve Türkiye’ye ağır hakaretlerle saldırıp iptal kampanyası açan Amerika Milli Ermeni Komitesi’nin (ANCA) tehditleri ardından, yapımı tamamlanan Atatürk dizisini yayınlamama kararı alması utanç vericidir. Disney+ yetkililerinin “Ermeni Komitesiyle ilgisi yok” demesine rağmen, Türkiye ve kurucu önderine karşı nefret söylemine boyun eğdiren ANCA dünden bu yana kutlamalar yapıyor. Türkiye’de
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan imzasıyla resmi gazetede yayımlanan cumhurbaşkanı kararnamesiyle Süleyman Soylu’nun İçişleri Bakanlığı döneminde göreve getirilen 24 ilin emniyet müdürü görevden alındı, toplam 52 ilin emniyet müdürü değişti. Erdoğan’ın 28 Mayıs seçimlerinin ardından İçişleri Bakanlığı’na Ali Yerlikaya’yı getirmesinin ardından beklenen emniyet müdürleri kararnamesi 2 Ağustos’ta Resmi Gazete’de yayımlandı. Toplam 83 emniyet personelinin isminin yer
Göçmen karşıtlığı 2023 genel seçimlerinde siyasal rekabetin ana konularından biri haline geldi. Seçimler süresince de (ana akım) muhalefetin iktidara yönelik en önemli eleştiri noktalarından birisi ve siyasal önceliklerinin en çok tartışılan talebi oldu. Cumhurbaşkanı adayı ilan edildikten hemen sonra Kemal Kılıçdaroğlu Suriye sınırını ziyaret edecek ve Altılı Masa’nın adayı olarak en geç iki yıl içinde
Ülkelerin iç ve dış politikalarını birbirinden ayrı değerlendirmek sağlıklı sonuçlar vermez. Türkiye gibi dünya jeopolitiğinde önemli yer tutan bir devletin iç politika alanında yaşadığı evreler hakkıyla anlaşılmadan bu evrelerin o ülkenin dış politikasını nasıl şekillendirdiği ve dolayısıyla dış politikasının dünyadaki stratejik değişiklikler üzerinde, eğer varsa, etkilerine dair doğru bir hüküm kurmak da mümkün olmaz. Bu
Bazen bir fotoğraf bin kelimeden çok şey anlatır. Bunu bir süre önce denemiştik. Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan’ın 14 Mayıs seçimi öncesinde, 27 Nisan’da Rusya Cumhurbaşkanı Vladimir Putin ile yaptığı telefon görüşmesinde çekilip basına verilen bir fotoğraftan, Erdoğan’ın seçilmesi halinde kabinesinde kimlere yer verip vermeyeceğine dair işaretler bulunduğunu yazmıştım. Bu görüşme, Putin’in 29 Temmuz’da Erdoğan’la yüz yüze
Recep Tayyip Erdoğan, 2017’de değişen Anayasaya göre 24 Haziran 2018’de yeniden Cumhurbaşkanı seçilerek tüm yürütme yetkilerini tek başına elinde topladı. Hazine ve Maliye bakanlıklarını birleştirerek başına damadı Berat Albayrak’ı getirdi. İlaveten uyumsuz bulduğu Merkez Bankası başkanlarını değiştirmeye başladı. O günden beri ekonomi gittikçe kötüleşiyor. Halka ve göreve ihanet 2019’da Murat Çetinkaya’yı, 2020’de Murat Uysal’ı, 2021’de
CHP Genel Merkezinde sinirler iyiden iyiye bozuk görülüyor. Buna en açık kanıt, protestoculara destek vermek için gittikleri Akbelen’deki halleri oldu. Genel Başkan Kemal Kılıçdaroğlu hem toplumdaki çevreci tepkiyi siyaseten değerlendirmek hem de dikkatleri İBB Başkanı Ekrem İmamoğlu etrafındaki kümeleşmeden dağıtmak için genişçe bir heyetle kesimin yapıldığı bölgeye gitti. Ancak gerekli hazırlık ve senaryo çalışması yapılmadan
‘Dış politika’ dönüşüme açıktır, fakat doğası gereği ani dönüşlere, keskin, riski yüksek ve maceracı virajlara yatkın bir şey değildir. Dış politikanın yapısal hedefleri ve çerçevesi bellidir. Günden güne değişmez. O halde, belki de Türkiye bakımından ‘dış politika’ yerine ‘dış ilişkiler’ dememiz daha doğru olacaktır. İkisi arasındaki fark nedir? Birincisi, ilkelerden ve değerlerden beslenir, uzun vadeli
2023 seçimleri, muhalif seçmen gruplarının siyasetten parça parça kopmasıyla anılacak bir seçim olarak tarihe geçecek gibi duruyor. Değişim söylemlerine rağmen gidişata “tesir edebilme” duygusunu hızla yitiren muhalif seçmende “apati,” yani siyasi ilgisizlik, her gün artıyor. Muhalefet partileri bu kopuşu durduramazsa 2024 seçimlerine 2019’dan çok daha dezavantajlı bir durumda girecekleri kesin gibi. 2023 seçimlerinin bir kader
İsrail, yargı reformu tartışmalarıyla başlayan derin bir siyasi krizin içinden geçiyor. Binyamin Netanyahu liderliğindeki koalisyon hükümeti tartışmalı yargı reformu kapsamında Yüksek Mahkeme’nin yetkilerini sınırlayan yasal düzenlemeyi -içeriden ve dışarıdan gelen tepkilere kulak tıkayarak- meclisten (Knesset) geçirince kritik bir eşik aşılmış oldu. Kararı protesto etmek amacıyla ülkenin dört bir yanında binlerce kişi sokağa döküldü. Yolları kesen