Aslında şunu söylemek daha doğru: Kıbrıs görüşmelerinden Avrupa Birliğinin hayalini kurduğu bir sonuç beklemeyin.O tren Kıbrıs Rum topumu 24 Nisan 2004’teki halkoylamasında o zamanki BM Genel Sekreteri Kofi Annan tarafından sunulan “yeniden birleşme” planına “hayır” dediğinde kaçtı. Dahası Türkiye’ye verilen sözlerin tersine, ödül olarak AB üyesi yapıldı. Hem de Kıbrıslı Türkler istemediği halde onları da
Gerçekçi olmak gerekiyor. Bu kadar hasardan sonra Türkiye-ABD ilişkileri artık bu şekilde gidemez. Eskiye dönüş de söz konusu değil. Sadece ABD Başkanı Joe Biden “Ermeni soykırımı” dedi diye değil. O meselenin sadece Biden’ın yönetiminin Ermenileri çok sevdiği ve aynı zamanda Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan üzerinden Türkiye’ye kendince bir ders vermek istediği için değil. Sadece Erdoğan’ın 15
Son üç günde Türkiye-ABD ilişkilerine dair üç önemli gelişme kaydedildi. Bu gelişmeler, sadece Türkiye-ABD ilişkilerini değil, bölgesel ve küresel siyasi dengeleri de ilgilendiriyor. Gelişmeler Türkiye’nin üzerindeki uluslararası ilişkiler yükünü bir nebze rahatlatsa da Türkiye-ABD ilişkilerindeki asıl sorun olan S400 gerilimine nasıl etki edeceği henüz açık değil.Gelişmelerin sonuncusundan başlayalım. 1- ABD gemilerinin Karadeniz’e geçişi iptal edildi
Sıra Kılıçdaroğlu’nun dokunulmazlığına geldi CHP lideri Kemal Kılıçdaroğlu dahil 8’i CHP’li, 2’si HDP’li 10 milletvekilinin dokunulmazlıklarının kaldırılmasını öngören fezlekeler TBMM Başkanlığına verildi. CHP’liler, 15 Temmuz darbe girişimi ardından Fethullah Gülen örgütünün AK Parti içindeki bağlantılarının araştırılmasını isteyen “21 Soruda FETÖ’nün Siyasi Ayağı” broşürü nedeniyle, HDP’liler ise yasadışı PKK’ya yardımcı olmak suçlamalarıyla yargılanmak isteniyor. CHP-AK Parti
Ankara Libya’ya sevinirken kötü haber Rusya’dan geldi.Şimdi Libya deyince çoğunuzun aklına Türkiye’de her gün bir büyük yolcu uçağı dolusu insan ölürken, her gün 50 bin insan hastalanırken ve aşı sıkıntısı yaşanırken Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan’ın Libya’ya 150 bin doz aşı hediye etmesi gelecek.Ne 150 bin doz Türkiye’yi batırır ne Libya’yı çıkarır. Ancak bu kararın Libya için
Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan açmaz olduğunu asla kabul etmeyeceği üç açmazı var 2021 Mart sonu itibarıyla.Bunları kabul etmeye ne çoğunda artık geri dönüşü olmayan noktayı geçmiş olması izin veriyor ne de kendisini giderek küresel oyun kurucu gibi gören gururu. İzlediği siyaset, bu açmazları çözüm olarak gördükçe ısrarlı tutumunu güçlendiriyor, ısrar arttıkça artık MHP lideri Devlet Bahçeli’nin
Avrupa Birliği liderleri adına Konsey Başkanı Charles Michel’in 25 Mart’taki beyanından yaptırım çıkmaması, nedense Ankara’yı pek memnun etti. Dışişleri Bakanlığı AB açıklamasını olumlu buldu. Ardından ABD Başkanı Joe Biden’ın Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan’a iklim zirvesi daveti geldi. Gerçi özellikle Biden, Yunanistan Başbakanı Kriyakos Miçotakis’i Yunanların Türklerden bağımsızlıklarını almasının 200’üncü yılını kutlama telefonundan sonra Erdoğan’ı da arayabilirdi.
Avrupa Birliği liderler zirvesinin ardından açıklanan bildiride Türkiye ile ilgili iyimser fakat koşullu ifadelere yer verilmesi, Türk Dışişleri tarafından da temkinli bir dille karşılandı. Ancak AB’nin yayınladığı bildirinin Türkiye-AB ilişkilerinde bir yakınlaşmadan ziyade mevcut mesafenin teyidi olduğu yorumları da var. Nitekim, ana muhalefet partisi CHP’nin yaptığı değerlendirmede ise Türkiye’nin birlik tarafından halen bir “dış ilişkiler”
Uzun süredir beklenen buluşma nihayet gerçekleşti. Dışişleri Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu ile ABD Dışişleri Bakanı Antony Blinken arasında 24 Mart’ta NATO toplantısı vesilesiyle yapılan görüşmeyi kastediyorum. Bu buluşma yeni ABD yönetimi ile ülkemizin ilk üst düzey yüz yüze temasını oluşturuyor. Bütün ayrıntılar gelmese de Rusya’dan alınan S-400 savunma sistemi ve İstanbul Sözleşmesinden çekilme kararımız gündeme geldiği









