Gazeteci-Yazar
Bir ülkeyi yöneten kişi, kendi iktidarını sürekli kılma umuduyla kendi halkının yabancı bankalara daha fazla borçlandırmakla, muhalefeti ise başa geçerse bu borcun altından kalkamamakla tehdit eder mi? Etmez, değil mi? Bir ülkeyi, hem de bütün yürütme gücüyle elinde tutan ve “yerli ve milli” olma iddiasındaki Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan’ın Türkiye’nin dışa bağımlılığını azaltmakla övünmesi lazım. Oysa
İhvan-ı Müslimin, yani Müslüman Kardeşler örgütünün faaliiyetiyle ile videolarıyla Ankara’yı sarsan Sedat Peker’in ne alakası olabileceğini soracaksınız. Ben de sordum, aldığım yanıtı da birazdan paylaşacağım. O Rabia işaretini artık daha az göreceğimiz tahminiyle birlikte. Ama daha önce 24 Nisan’da Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan Başkanlığında Beştepe’de yapılan “Kadına Karşı Şiddetle Mücadele İstişare Toplantısına” bakacağız. Hem iyi hem
Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan’ı iktidara getiren kadın gücü, bu gidişle götürecek de yargısına nereden mi varıyorum?Çok neden var ama son gelişmelerden başlayalım. Erdoğan’ın kadına şiddete karşı İstanbul Sözleşmesinden çıkması ardından yeniden şirinlik yapma girişimlerinin artık kadınlar tarafından geri çevrilme aşamasına gelmesinden.22 Haziran Salı gecesi, saat 23.20, yani gecenin geç bir vakti, gece yarısı. Türkiye Kadın Dernekleri
Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan Bakü’de gazetecilerle konuşuyor. NATO’daki temaslarını anlatıyor. En ciddi sonuçlar arasında saydığı Yunanistan Başbakanı Kiriyakos Miçotakis’le uzlaşmasını bakın nasıl anlatıyor:• “İnşallah bundan sonra Yunanistan’la devletler, kurum ve kuruluşlar araya girmek suretiyle değil, daha çok benim özel temsilcim İbrahim [Kalın] Bey ile kendi özel temsilcisi Eleni [Sourani] Hanım haberleşerek bir araya gelerek adımları da
HDP İzmir İl Binasına 17 Haziran’da yapılan silahlı saldırı sonucu Deniz Poyraz isimli parti çalışanı öldürüldü. Binaya girerek rastgele ateş eden Onur Gencer saldırıdan hemen sonra yakalandı. Saldırganın ilk ifadesinde “Kimseye bağlı değilim” demesi, bana ilk anda 1979’da gazeteci Abdi İpekçi’yi öldüren Mehmet Ali Ağca’nın yakalandığı anda “Kimseye bağlı değilim, bağımsız bir teröristim” demesini hatırlattı.
Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan için 14 Haziran NATO zirvesinin en önemli anlamı ABD Başkanı Joe Biden ile görüşmesiydi. Biden zaten 23 Nisan’da -beş ay beklettikten sonra- Erdoğan’a 24 Nisan’ı Ermeni Soykırımı anma günü olarak tanıyacağını söylemek için açtığı telefona “NATO’da yüz yüze görüşürüz” diye açmıştı. Böylelikle Erdoğan’ın bu görüşmeye bütün kilitleri açacak bir anahtar olarak bakmasını
İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu, kendisine karşı kurulan demokratik ittifakın baskısıyla 12 yıldır aralıksız sürdürdüğü görevini 13 Haziran itibarıyla bırakmak zorunda kaldı.Sok dakika haberlerini okuyunca Netanyahu’nun ne tür bir siyasetçi olduğunu bütün çıplaklığıyla anlamamı sağlayan bir tablo gözümde yeniden canlandı.Tel Aviv, Temmuz 2006. On Avrupa ülkesinden birer gazetecinin davetli olduğu bir tur için İsrail’deydim. (O zamanlar









