Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan emekli amiraller bildirisi üzerine asıl söyleyeceklerini, asıl hesaplaşmayı gerçekten önemli açıklamalar yapacağını söylediği 7 Nisan Çarşamba gününe mi bıraktı? Yoksa bu defa emekli subaylarla didişme görüntüsünün toplumu daha da gereceğini, kendisine daha çok zarar vereceğini görerek zamana mı bıraktı. Çarşamba günü AK Parti TBMM Grup toplantısı var ama onun öncesinde, bugün, yani
Avrupa Birliği liderleri adına Konsey Başkanı Charles Michel’in 25 Mart’taki beyanından yaptırım çıkmaması, nedense Ankara’yı pek memnun etti. Dışişleri Bakanlığı AB açıklamasını olumlu buldu. Ardından ABD Başkanı Joe Biden’ın Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan’a iklim zirvesi daveti geldi. Gerçi özellikle Biden, Yunanistan Başbakanı Kriyakos Miçotakis’i Yunanların Türklerden bağımsızlıklarını almasının 200’üncü yılını kutlama telefonundan sonra Erdoğan’ı da arayabilirdi.
24 Mart Kongresi Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan’ın 2001’de AK Parti’nin kuruluşundan bu yana katıldığı en zor kongresi. Sadece Kongreye birkaç gün kala -çok şey beklenen Merkez Bankası Başkanını görevden alarak mali yapının bir darbe daha almasına neden olduğu için değil. İstanbul Sözleşmesini iptal ederek AK Partili kadınların bir kısmını dahi kendisinden soğuttuğu için de değil. Sadece
Önce size Ankara’da hükümet çevrelerinde şu günlerde hâkim anlayışı bir cümlede özetleyeyim: “İşleri toparlamak için reform yapmaya mecburuz ama ipleri elimizden kaçırmayacak kadar yapalım.” İyi polis, kötü polis benzetmesine gelmeden bu özeti vermemin bir gerekçesi var.Bu açıdan baktığınızda Dışişleri Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu’nun reformlar Avrupa Birliği ile “pozitif atmosfere katkı sağlayacaktır” cümlesini kurması da uygulamayla çelişkili
Gerek Cumhurbaşkanı ve AK Parti lideri Tayyip Erdoğan gerek MHP lideri Devlet Bahçeli her fırsatta Cumhur İttifakının dimdik ayakta olduğunu vurguluyor. Cumhur İttifakının 2023 seçimlerini de kazanacağı inancını tekrarlıyorlar.Oysa 2020’nin son aylarından itibaren tanık olduğumuz bir dizi gelişmeye Ankara’nın kapalı kapılarını biraz aralayarak baktığımızda Cumhur İttifakı içinde işlerin örneğin 2018 seçimleri, ya da 2019 seçimlerindeki
Devletin güvenlik ve dış ilişkileriyle ilgili bir kaynağımla konuşmaya “Neler oluyor?” diye başladığımda “Bu ara işler tekdüze biraz” yanıtı almayı doğrusu beklemiyordum. Benim Türkiye’de neler olduğunu tanımlayacağım son sıfat bu olurdu. Kovit ölümleri o gün yine zirve yapmıştı. Merkez Bankası 24 Aralık’taki toplantıda faiz artışı işareti verirken AK Parti bünyesinden karşıt sesler yükseliyordu. Sendikalar hükümetle
Haberlere göre Veysel Filiz, 9 Aralık günü aracıyla Türkiye’den Bulgaristan’a giderken Hamzaköy sınır kapısında durdurulmuş. Gümrük Muhafaza ekipleri aracındaki gizli bölmelerde piyasa değeri 5 milyon avro (yaklaşık 46 milyon 500 bin lira) olan 100 kilo kadar eroin bulmuşlar. Veysel Filiz, aracından çıkan 100 kilo eroinle bir bağlantısı olmadığını söylemiş ama tutuklanmış. Babasına “komplo kurulduğunu” söyleyen
Azerbaycan Cumhurbaşkanı İlham Aliyev Bakü’nün Azatlık Meydanında 10 Aralık “Zafer Günü” törenindeki konuşmasın bir yerinde önemli bir saptamada bulundu. “Bize hep dediler bu [Karabağ] meselesinin harbî halli [askeri çözümü] yoktur. Biz sübut etmişiz ki [saptamış, göstermişiz ki] bu meselenin harbî halli vardır. Bir 30 il [yıl] daha mı bekleyecektik?” Uluslararası siyaset bakımından Azerbaycan’ın 44 gün
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın, Avrupa Birliği’nin (AB) 70’inci kuruluş yıldönümü münasebetiyle 9 Mayıs tarihinde AB’ne bir mektup göndermesi ve mektubunda korona virüsüyle mücadele kapsamında birlik olma daveti yaparak, Türkiye’nin Avrupa Birliği’ne tam üyeliği için de çağrıda bulunması, üzerinde önemle durulması gereken bir gelişme. Cumhurbaşkanı, müzakere sürecinde karşılaştığımız tüm zorluklara rağmen AB’ni stratejik hedef gördüğümüzü belirtiyor